‘Aort anevrizmaları sinsi seyretmektedir’

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Kerem Karaca, aort anevrizmalarının dikkat çekici bir problem olduğunu ve genellikle tesadüfen tespit edildiğini belirtiyor. Aort anevrizmasının, aort damarının normalden fazla genişlemesi olarak tanımlandığını ifade eden Karaca, bu durumun sinsi seyrinin hastaları ciddi anlamda tehdit edeceğini vurguluyor. Özellikle 50 yaş ve üzerindeki erkeklerde daha sık görüldüğünü belirtmekte; buna ek olarak, genetik yatkınlık, yüksek tansiyon ve kolesterol gibi faktörlerin, hastalığın gelişiminde önemli rol oynadığını ekliyor. Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde ölümlerin başlıca sebepleri arasında yer almaktadır. Her yıl yaklaşık 18 milyon kişinin bu hastalıklardan hayatını kaybetmesi, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Türkiye'de de benzer istatistikler mevcut; kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler, toplumun yüzde 30’unu etkiliyor. Dr. Karaca, hastalığın tespitinin önemi ve erken teşhisin hayat kurtarıcı olabileceğine vurgu yaparak, bu tür sağlık sorunlarına karşı bireylerin yaşam tarzlarını değiştirmelerinin gerekliliğini ifade ediyor. Aort anevrizmasının belirtilerinin çoğunlukla belirsiz olduğunu ve hastalığın sıklıkla tesadüfen yapılan kontrollerde ortaya çıktığını belirten Karaca, muayenelerin düzenli olarak yapılmasının önemine dikkat çekiyor. Aort anevrizmasının karın ya da göğüs boşluğunda yerleşik olabileceğini, buna bağlı olarak görülen belirsiz ağrıların hastalığı gizleyebileceğini belirtmektedir. Bu nedenle, genetik yatkınlığı bulunan bireylerin daha dikkatli olması ve düzenli tıbbi kontrolleri aksatmamaları gerektiğini ifade ediyor. Kısacası, Dr. Karaca'nın açıklamaları, aort anevrizmaları gibi sinsi seyreden hastalıkların erken teşhisi için düzenli sağlık kontrollerinin önemini gözler önüne seriyor. Sağlıklı yaşam biçimlerinin benimsenmesi, bireylerin hem kalp ve damar sağlığını koruyacak hem de olası ciddi hastalıkların riskini azaltacaktır. Bireylerin, doktorun önerdiği yaşam tarzı değişikliklerini benimsemeleri, Sağlık Bakanlığı'nın halk sağlığı kampanyaları ile de desteklenmelidir. Bu bağlamda, toplumun bilinçlendirilmesi hususunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu aşikardır.