ABD Başkanı Donald Trump'ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell ve Çin'e yönelik söylemlerinin tonunu yumuşatması dikkati çekti.

Son zamanlarda uluslararası ticaret ve ekonomik gelişmeler dikkatle izleniyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın, Fed Başkanı Jerome Powell'ın görevine son vermeyi düşünmediğini belirtmesi ve Çin'le ticaret savaşlarına dair yaptığı ılımlı açıklamalar, piyasalarda belirgin bir iyimserlik yarattı. Trump'ın, Çin ile tarifeler konusunda müzakerelerin sürdüğüne dair açıklamaları Pekin yönetimi tarafından yalanlansa da, bu durum piyasaların olumlu bir ruh hali içinde hareket etmesine neden oldu. Trump'ın önceki sert söylemlerinin aksine, muhalefetle uzlaşma sinyalleri vermesi, yatırımcı güvenini artırdı. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ABD ve Güney Kore arasında tartışılan ticaret anlaşmasının çok başarılı geçtiğini ve kısa süre içinde somut bir anlaşmanın sağlanabileceğini duyurdu. Bessent'in, “Düşündüğümden daha hızlı hareket ediyor olabiliriz” ifadesi, piyasaların, belirsizliklerin azalacağı umuduna kapılmasını sağladı. Fed yetkililerinin de açıklamaları dikkat çekti. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, tarifeler nedeniyle işten çıkarmaların başlayabileceğini ve işsizlikteki önemli artışın, faiz indirimlerini destekleyebileceğini belirtti. Ekonomik belirsizliklerin hala sürdüğü bir ortamda, böyle bir açıklama elbette risk iştahını artırdı. Piyasalardaki gelişmeler, dış ticaretin yanı sıra iç piyasalarda da etkisini gösterdi. Değerli metallerde ise global piyasalardaki gelişmelere paralel olarak karışık bir seyir gözlemlendi. Örneğin, altın fiyatları rekor seviyeye ulaştıktan sonra geri çekilme yaşadı. Dolar endeksinin düşük seviyelerde seyretmesi ise emtia piyasasında bir talep iştahı yarattı. Rusya-Ukrayna krizine dair gelişmelerin yanı sıra, OPEC'in üretim artırma planları da enerji fiyatlarını etkileyen unsurlar arasında. Trump'ın, İran ile yürüttüğü nükleer müzakerelerdeki olumlu gelişmeleri dile getirmesi ve bunun piyasalara yansıması, risk iştahını artırdı. Ancak, bu süreçlerin sonunda nasıl bir denge sağlanacağı hala belirsiz. Sonuç olarak, mevcut ekonomik duruma bakıldığında, bu hafta önemli verilerin gelmesi ve piyasaların nasıl tepki vereceği büyük önem taşıyor. ABD ve Avrupa tarafından gelecek olan veriler, özellikle enflasyon ve büyüme beklentileri, yatırımcıların yönünü belirleyecektir. Böyle bir ortamda, yatırımcının temkinli olması ve dış gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiği ortada.