ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilişkisi Netanyahu'da korku yarattı.

Son günlerde Israil merkezli Israel Hayom gazetesinin manşetlere taşıdığı bir analiz, ABD Başkanı Donald Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilişkinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'da yarattığı rahatsızlığı gözler önüne seriyor. Gazetede, Netanyahu'nun Trump'ın Orta Doğu politikalarındaki belirsizlikten duyduğu hayal kırıklığına dikkat çekiliyor. Trump, Erdoğan hakkında yaptığı 'çok zeki' ve 'sert biri' ifadeleriyle durumun önemini pekiştirmiş olsa da, Netanyahu'nun bu ilişki ve Türkiye'nin Suriye'deki artan etkisiyle ilgili endişelerinin arttığı anlaşılıyor. Netanyahu, Trump'a ait bazı ifadeleri kayda geçirmiş ve bu sözlerin uygulamadaki yansımaları ile arasında bir süreklilik olmamasından rahatsız olduğunu belirtmiş. Analiz, Trump'ın Erdoğan ile olan yakın ilişkilerinin Netanyahu üzerinde yarattığı etkiyi sorgularken, Türkiye'nin Suriye'deki rolündeki genişlemenin İsrail için ne denli kaygı verici olduğunu vurguluyor. Bu süreçte Netanyahu'nun Washington ile ilişkilerini yönetmekte zorlanabileceği ve Trump'ın tutumunun nasıl bir yol haritası çizeceği soruları gündeme geliyor. Aslında, Trump kendisini Erdoğan ile iyi bir diyalog içinde olarak konumlandırıyor ve olası sorunlar varsa bunları etkili bir şekilde çözebileceğini belirtiyor. Ancak Netanyahu, Trump'un ABD'nin Suriye'deki kontrolünü güçlendirmesine verdiği destekten rahatsızlık duyuyor ki bu durum, Trump'ın İsrail'e gerekli her türlü eylem için 'yeşil ışık' yakmasına rağmen yaşanıyor. Türkiye'nin bu süreçteki rolü ve Trump'ın tutumları, Orta Doğu'daki güç dengesizliklerini de gözler önüne seriyor. Sonuç olarak, bu durum sadece Netanyahu'nun endişeleri ile sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda bölgedeki diğer Müslüman ülkelerle olan ilişkiler üzerinde de etkili bir rol oynuyor. İşin ilginç yanı, Türkiye'nin artan önemi aslen ABD'nin Orta Doğu'daki stratejisini yeniden gözden geçirmesine neden olabilir. Bu bağlamda Erdoğan ve Trump'ın ilişkisi, sadece ikili bir bağ olmanın ötesine geçiyor ve uluslararası sistemde bir güç dinamiği yaratıyor. İsrail özelinde ise, Netanyahu'nun bu durumdan nasıl bir politika geliştireceği ise merak konusu. Bunun yanı sıra, bölgedeki gelişmelerin doğrudan etkilediği diğer oyuncular arasında yeni müzakerelere işaret eden unsurlar bulunmaktadır. Trump'ın politikaları, Beşar Esad rejiminin zayıflamasında Erdoğan'ın rolünü öne çıkarması, sadece diplomatik bir jest değil, aynı zamanda bölgedeki güç dinamiklerini değiştirebilecek bir hamle olarak ortaya çıkıyor. Bu açıdan bakıldığında, Trump'ın Erdoğan'ı desteklemesi, İsrail için ciddi bir alarm zili çalmaktadır. Netanyahu'nun bu duruma nasıl bir karşılık vereceği ise sadece kendi siyasi geleceğiyle değil, aynı zamanda Orta Doğu'nun istikrarı ile de doğrudan ilişkilidir.