ABD'de tarım dışı istihdamın nisanda 177 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi ve işsizlik oranının yüzde 4,2 seviyesinde sabit kalması, ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz indirimine yönelik beklentileri zayıflattı.
ABD ekonomisinde tarım dışı istihdam verileri, Nisan ayında 177 bin kişi artarak analistlerin tahminlerini aşmış durumda. İşsizlik oranı ise yüzde 4,2 seviyesinde sabit kaldı. Bu veriler, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) mümkün olası faiz indirimine ilişkin beklentileri zayıflatmış gözüküyor. Para piyasalarında temmuz için faiz indirimi olasılığı artarken, haziran ayı için bu ihtimaller zayıfladı. Fed'in gelecek haftaki toplantısında faiz oranlarını sabit bırakması bekleniyor ve yatırımcılar Fed Başkanı Jerome Powell'ın yapacağı açıklamalara odaklanmış durumda.
Tahvil faizlerindeki artış ve dolardaki güçlenme de, yatırımcıların güvenli liman talebini azaltmıştır. ABD 10 yıllık tahvil faizi haftayı yüzde 4,31 seviyesinde tamamladı. Dolar endeksi de yüzde 0,5 artarak 100 seviyesine yükseldi, bu durum varlık fiyatları üzerinde satış baskısını artırdı.
Dünya Bankası'nın açıkladığı emtia fiyatları raporunda ise küresel emtia fiyatlarının 2025 yılında yüzde 12,4, 2026 yılında ise yüzde 4,8 oranında düşmesinin beklendiği bildirildi. Bu düşüşün Kovid-19 sonrası dönemde fiyatları 2015-2019 ortalamasının altına indireceği öngörülüyor. Küresel piyasalarda risk iştahının artması, ABD-Çin ticaret müzakerelerine yönelik beklentiler, yatırımcıların güvenli liman talebini zayıflatıyor.
Küresel baz metallerde, özellikle Çin'in ekonomik yavaşlaması dolayısıyla talep zayıflamış durumda. Bakır ve nikel fiyatları üzerindeki arz fazlası endişeleri de yatırımcılar arasında kaygı yaratıyor. Öte yandan, petrol piyasalarında artan arz fazlası beklentileri nedeniyle fiyatlarda düşüş gözlemleniyor. OPEC ve diğer üretici ülkelerden gelen üretim artışlarına yönelik beklentiler, bu durumu pekiştiriyor.
Sonuç olarak, ABD'de sağlam istihdam verileri, Fed'in faiz politikalarında belirsizliği artırırken, dünya genelinde emtia fiyatları üzerinde düşüş beklentileri hüküm sürüyor. Yatırımcılar, Fed'in kararlarını merakla beklerken, küresel piyasalarda da dikkatli bir takip sürmekte.
Tahvil faizlerindeki artış ve dolardaki güçlenme de, yatırımcıların güvenli liman talebini azaltmıştır. ABD 10 yıllık tahvil faizi haftayı yüzde 4,31 seviyesinde tamamladı. Dolar endeksi de yüzde 0,5 artarak 100 seviyesine yükseldi, bu durum varlık fiyatları üzerinde satış baskısını artırdı.
Dünya Bankası'nın açıkladığı emtia fiyatları raporunda ise küresel emtia fiyatlarının 2025 yılında yüzde 12,4, 2026 yılında ise yüzde 4,8 oranında düşmesinin beklendiği bildirildi. Bu düşüşün Kovid-19 sonrası dönemde fiyatları 2015-2019 ortalamasının altına indireceği öngörülüyor. Küresel piyasalarda risk iştahının artması, ABD-Çin ticaret müzakerelerine yönelik beklentiler, yatırımcıların güvenli liman talebini zayıflatıyor.
Küresel baz metallerde, özellikle Çin'in ekonomik yavaşlaması dolayısıyla talep zayıflamış durumda. Bakır ve nikel fiyatları üzerindeki arz fazlası endişeleri de yatırımcılar arasında kaygı yaratıyor. Öte yandan, petrol piyasalarında artan arz fazlası beklentileri nedeniyle fiyatlarda düşüş gözlemleniyor. OPEC ve diğer üretici ülkelerden gelen üretim artışlarına yönelik beklentiler, bu durumu pekiştiriyor.
Sonuç olarak, ABD'de sağlam istihdam verileri, Fed'in faiz politikalarında belirsizliği artırırken, dünya genelinde emtia fiyatları üzerinde düşüş beklentileri hüküm sürüyor. Yatırımcılar, Fed'in kararlarını merakla beklerken, küresel piyasalarda da dikkatli bir takip sürmekte.
Tarafsızlık Puanı
Kısmen Önyargılı
30/100
Dikkatli okuyun ve karşılaştırma yapın.
Bu haberde bazı önyargılı ifadeler veya tek yönlü bakış açısı bulunabilir. Konuyu daha iyi anlamak için farklı kaynaklardan da okuyunuz.
Bu haberde bazı önyargılı ifadeler veya tek yönlü bakış açısı bulunabilir. Konuyu daha iyi anlamak için farklı kaynaklardan da okuyunuz.
Tarafsızlık Açıklaması
Haber, genel ekonomik verilerin analizine dayanıyor ve çeşitli kaynaklardan gelen bilgileri aktarıyor. Ancak, bazı kısımlarında ABD Merkez Bankası'nın politikaları ve ekonomik rakamlar üzerinden yorumlar yapıldığı için az da olsa bir taraflılık barındırıyor. Ancak bu taraflılık, verilerin objektif bir şekilde sunulmasından daha çok ekonomik yorumlama düzeyinde gerçekleşiyor. Dolayısıyla, 0 ile 100 arasında oldukça düşük bir taraflılık puanı verilmiştir.