Altın fiyatları, ABD Başkanı Donald Trump'ın Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell'a yönelik eleştirilerinin ardından artan ekonomik belirsizlik endişeleriyle bugün rekor seviyelere ulaştı.

Küresel ekonominin belirsizliklerle dolu bir dönemden geçtiği şu günlerde, altın fiyatlarının rekor seviyelere ulaşması önemli gelişmeleri beraberinde getirmektedir. ABD Başkanı Donald Trump’ın Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell'a yönelik eleştirileri ve artan ticaret savaşları, piyasaları etkilemekte ve yatırımcıların güvenli liman arayışını körüklemektedir. Son günlerde ons altın 3,500 dolara yaklaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Gram altın ise serbest piyasada 4,300 lira sınırını geçmiş durumda. Bu gelişmelerin ardında yatan sebepler arasında Trump'ın politikaları, ekonomik belirsizlikler ve bunun sonucunda yatırımcıların riskten kaçınarak altına yönelmesi yer almaktadır. Ticaret savaşlarının getirdiği belirsizlikler, yalnızca bireysel yatırımcılar için değil, aynı zamanda küresel piyasalardaki büyük oyuncular için de önemli endişeler yaratıyor. Özellikle Çin ile olan ticaret ilişkileri ve Washington'un tarifeleri kötüye kullanması gibi faktörler, piyasaların gerginliğini artırmakta. Bu nedenle, altının güvenli bir yatırım aracı olarak talebi artmakta ve değer kazanmakta. Fed'in bağımsızlığı, bu süreçte oldukça tartışmalı hale geldi. Jerome Powell'ın faiz oranlarını düşürmeye yönelik baskılar ve Trump'ın Fed'i görevden almayı düşündüğüne dair haberler, piyasalarda dalgalanmalara sebep oluyor. Ekonomik belirsizliklerin yanında, Trump’ın para politikasındaki siyasallaşma eğilimi, yatırımcıların güvenini zedeleyebilir. Bu durum, dolara olan güveni sarsarken, altın gibi güvenli limanlara daha fazla yönelimi teşvik edebilir. Altın fiyatlarının yükselişini etkileyecek bir diğer faktör, uluslararası bankaların altına yönelik tahminlerini revize etmesidir. Goldman Sachs, 2025 yılı itibarıyla altının 4,000 dolara ulaşabileceği öngörüsünde bulunuyor. Diğer bankalar da benzer şekilde, altın fiyatlarının istikrarlı bir yükseliş göstereceğini düşünmekte. Küresel finansal piyasalardaki bu dalgalanmalar, yalnızca bireysel yatırımcılara değil, aynı zamanda ekonomi politikalarının belirleyicilerine de önemli dersler sunmaktadır. Ekonomik gelişmelerin ve politikaların birbirini nasıl etkilediği, korkulan durgunluk ortamında yatırımcıların ve bankaların nasıl hareket etmesi gerektiğine dair önemli ipuçları vermektedir.