Avrupa Merkez Bankası (ECB) Baş Ekonomisti Philip Lane, küresel ticari gerilimlerin Euro bölgesi için ciddi bir ekonomik daralma anlamına gelmediğini savundu.

Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) Baş Ekonomisti Philip Lane, Euro bölgesinin küresel ticari gerilimlerden etkilenip etkilenmeyeceği konusundaki tartışmalara ışık tutarak, bu durumun ciddi bir ekonomik daralma yaratacağını düşünmediğini belirtti. Lane'in Bloomberg Televizyonu’na yaptığı açıklamalar, özellikle ABD’nin uyguladığı gümrük tarifelerinin Euro bölgesinde genişlemeyi yavaşlatacağına işaret etse de, bölgenin resesyona sürüklenmesini beklemediğini vurguladı. Ayrıca, Euro bölgesinin ekonomik ilişkilerini yalnızca ABD ile değil, birçok farklı ülkeyle sürdürdüğünü ifade ederek bu çeşitliliğin bölgelerini koruduğunu belirtti. 2025 yılı için büyüme tahmininin yüzde 0,9 oranında olduğunu düşünen ECB, bu öngörüyü önümüzdeki para politikası toplantısında güncelleyecek. Uluslararası Para Fonu (IMF), Euro bölgesi için büyüme tahminini daha düşüğe çekerek, yüzde 1'den yüzde 0,8'e indirmişken ECB, bu durumun büyüme bekleyişleri üzerinde etkili olabileceğine vurgu yaptı. Gümrük tarifelerinin etkileri ve Euro'nun dolar karşısındaki güçlenmesi Avrupa'da ithal enflasyon üzerinde sınırlayıcı bir rol oynamış durumda. Goldman Sachs ekonomisti Giovanni Pierdomenico'nun ifadeleriyle, ABD'deki gümrük tarifeleri Euro Bölgesi için yaklaşık 300 milyar dolarlık bir arz fazlası yaratacak ve bu fazlalığın özellikle Çin'den Avrupa’ya yönelmesi bekleniyor. Bu durum, temel malların fiyat seviyesinde yaklaşık yüzde -1,5'lik bir aşağı yönlü etki yaratabileceği öngörüsüyle birleşiyor. ECB ve diğer otoriteler, gümrük tarifelerinin piyasa üzerindeki etkilerini değerlendirirken, bu gelişmelerin Euro Bölgesi için büyüme, tüketim ve yatırım açısından tehdit oluşturduğu kabul ediliyor. Sonuç olarak, ECB'nin para politikası kararlarının ve büyüme tahminlerinin ne yönde gelişeceği büyük ölçüde küresel ticaret gerilimlerin seyrine bağlı olacak. Bu belirsizlikler, Euro bölgesinin ekonomik büyümesini olumsuz etkileyebilir ve bu durum ECB'yi daha geniş bir gevşeme döngüsüne yönlendirebilir. Özellikle, Almanya gibi ihracata dayalı ekonomilerin tarifelere karşı kırılganlığı göz önüne alındığında, gelecekte resesyon riski göz ardı edilmemelidir.