Bahar Aylarında Astım Vakalarında Artış Yaşanıyor

Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Dr. Siahmet Atlı'nın açıklamalarına göre, bahar aylarının başlangıcıyla birlikte polenler, hava değişimleri ve enfeksiyonların etkisiyle astım vakalarında ciddi bir artış gözlemleniyor. Astım, dünyada en yaygın görülen kronik hastalıklardan biridir ve solunum yollarını etkileyen, bulaşıcı olmayan bir hastalık olmasıyla dikkat çekmektedir. Dr. Atlı, astımın ülke ekonomileri üzerinde ciddi bir yük oluşturduğuna vurgu yaparak, bu hastalığın tedavi edilebilmesi için belirli önlemlerin alınması gerektiğini belirtti. Bahar aylarında görülen astım krizlerinin acil servislere başvuruların önemli bir sebebi olduğunu ifade eden Dr. Atlı, bu krizlerin solunum yetmezliği, hırıltılı solunum ve nefes darlığı gibi durumlara yol açabileceğini açıkladı. Bu sebeple hastaların polen maruziyeti ve hava değişimlerinden olabildiğince kaçınmaları, bulundukları ortamları havalandırmaları ve gerektiğinde maske kullanmaları önerilmektedir. Astım tedavisinde önemli bir unsurun kesin teşhis olduğunu belirten Dr. Atlı, inhaler ilaçların doktor kontrolünde kullanılması gerektiğini de vurguladı. Ayrıca, hastaların doğru beslenme, düzenli spor yapma ve stres kontrolü gibi yaşam tarzı düzenlemeleri ile astım semptomlarını en aza indirebileceklerine dair önemli bilgileri paylaştı. Isparta Şehir Hastanesi'nden Uzm. Dr. Figen Aslantaş da, astım hastalığının belirtilerini tanımlayarak, bu hastalığın uygun tedavi ile kontrol altına alınabileceğini belirtti. Ayrıca, astım tedavisinde en önemli unsurun hastalığın ağırlığına uygun ilaç tedavisi olduğunu ve bu tedavinin düzenli ve doğru bir şekilde uygulanması gerektiğini ifade etti. Son olarak, 6 Mayıs 2025 Dünya Astım Günü'ne dikkat çekerek, bu tür farkındalık çalışmalarının bir hafta boyunca sürdürülmesinin önemini vurguladı. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için astım hastalarının düzenli takip altında olmaları, tetikleyici faktörleri belirleyip önlem almaları ve bilinçli bir tedavi süreci izlemeleri gerektiği konusunda hem Dr. Atlı hem de Dr. Aslantaş görüş birliği içindedir.