Beyaz Saray, Birleşmiş Milletler Barışı Koruma Fonlarını Kesmeyi Önerdi

Beyaz Saray Yönetim ve Bütçe Ofisi (OMB) tarafından ortaya konan öneri, mali kaynakların etkin kullanımı konusunda ciddi tartışmalara yol açabilir. OMB, yapılan değerlendirmelere göre, Birleşmiş Milletler’in (BM) barışı koruma misyonları olan MINUSMA, UNIFIL ve MONUSCO'daki başarısızlıklar temelinde, ABD'nin Uluslararası Barışı Koruma Faaliyetlerine Katkı (CIPA) programını sonlandırmayı önermektedir. Bu durum, yalnızca BM'nin barışı koruma bütçesinin önemli bir kısmını etkileyen bir mali kısıtlama değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde de köklü değişimlere yol açabilir. Çünkü ABD, BM’nin barışı koruma bütçesinin yaklaşık %27’sini finanse etmekte ve bu fonların kesilmesi, çeşitli uluslararası kriz bölgelerindeki istikrarsızlığı daha da derinleştirebilir. Ayrıca, önerilen kesintinin, geçmişte benzer şekilde yaşanan olaylarla karşılaştırıldığında, Trump yönetiminin dış politika vizyonunu yeniden şekillendirmeye yönelik bir adım olduğu da söylenebilir. Maliyetin etkili bir şekilde kullanılması doğrultusunda bu tür önerilerin yapılması elbette önemlidir; ancak bu önerilerin, uluslararası güvenliğin sağlanması açısından hayati öneme sahip olan barışı koruma misyonlarına olan etkisi göz ardı edilmemelidir. OMB’nin önerisinin, ABD Dışişleri Bakanlığı yönetimi ya da Kongre tarafından onaylanmaması bekleniyor. Ancak bu sürecin, Trump yönetiminin dış politikası üzerindeki etkilerini anlamak için önemlidir. Bunun yanı sıra, Trump yönetiminin Dışişleri Bakanlığı’nda radikal kesintilere gideceği, birçok departmanın ve dosyanın kapatılacağı bilgisi, yalnızca ABD'nin yurtdışındaki diplomatik varlığını değil, aynı zamanda uluslararası meselelerdeki rolünü de etkileyebilir. Örneğin, Afrika İlişkileri Bürosu'nun kapatılması, kıtadaki ABD politikalarını ve stratejik etkisini zayıflatabilir. Diplomasi, birçok karmaşık problemi çözmek için önemli bir araçtır ve bu tür kesintiler, ABD'nin uluslararası platformlardaki itibarını da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, önerilen değişikliklerin tüm detaylarıyla gözden geçirilmesi ve tarafsız bir değerlendirme sürecine tabi tutulması gerektiği aşikardır.