Kaydedilen makaleler

Henüz yer işaretlerinize herhangi bir makale eklemediniz!

Makalelere göz at
Newsletter image

Bültene Abone Olun

Yeni yazılar, haberler ve ipuçları hakkında bildirim alan 10 bin+ kişiye katılın.

Endişelenmeyin, spam göndermiyoruz!

KVKK Uyumluluğu

Web sitemizde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezleri kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek, Çerez Politikası, Gizlilik Politikası ve Kullanım Koşulları'nı kabul etmiş olursunuz.

Bir kişinin kayınvalidesiyle yaşadığı ahlaken çürümüş bir ilişki, Esra Erol’un programında milyonların gözü önüne serildi. Peki neden?

Son günlerde ATV'de yayınlanan Esra Erol’un programında, kayınvalidesiyle yasak bir ilişki yaşayan damat Cuma ve onun nişanlısı olan zihinsel engelli Dilek’e yönelik şiddet iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Cuma’nın kayınvalide Güldane ile olan ilişkisi, toplumda ahlaki bir çöküş olarak yorumlanırken, iki karakterin zihinsel engelli Dilek’e tehdit ve şiddet uyguladıkları gerekçesiyle gözaltına alınması, konunun tartışma yaratan bir başka boyutu oldu. Esra Erol, söz konusu olay hakkında gazetecilere yaptığı açıklamada, programında bu tür olayları işlemekten dolayı eleştirildiğini fakat işlerini yaptıkları konusunda ısrarcı olduklarını ifade etti. Ancak bu tür içeriklerin toplumsal bir fayda sağladığına dair bir açıklamanın olmaması, özellikle televizyon yayıncılığında etik sorunları beraberinde getiriyor. Reyting için günden günde daha skandal içeriklerin ekranlarda yer bulması, izleyicilerde güven erozyonuna yol açıyor. Bu durum, toplumsal algıyı da derinden etkiliyor. Ekranda gördükleri ile toplumun farklı kesimlerinde insanların birbirine olan güven duygusu zayıflarken, özellikle aile ilişkileri ve gelenekler sorgulanmaya başlanıyor. Erol ve programı, yıllar içinde toplumda konulan ahlaki normların aşınmasına zemin hazırlamakla eleştirilirken, alternatif bakış açıları sunmamakta ve sadece tartışma değil, aynı zamanda bir yargılama mekanizması işlevi görebilmektedirler. Öte yandan, bu olayın sadece bireysel bir skandaldan öte, toplum mühendisliğine dair çok daha derin meseleler barındırdığı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Gençleri provoke edip, nihayetinde çocukların bu süreçte nasıl birer araç haline getirildiği, siyasi söylem ve ideolojilerin topluma nasıl empoze edildiği, günümüzde çok daha önemli ve korkutucu bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, RTÜK'ün olay karşısında sessiz kalması da bu durumu daha da vahim hale getiriyor. İzleyici kitlesinin bu içeriklere olan tepkisi toplumsal normların korunmasına yönelik hassasiyetin ne denli zayıfladığını gösteriyor. Sonuç olarak, toplumsal yapının temellerini sarsan bu tür programların saygı ve etik anlayışıyla yürütülmesi yerine, yalnızca reklam gelirleri için gerçekleştirilen bir saldırı niteliği taşımaktadır. İzleyiciler, medya üzerinden bu içerikleri izlerken, toplumsal normların hızla çürüdüğünü de farkına varmalılar. Medya kuruluşlarının, toplumun değerlerine saygı duyması ve sorumlu bir yayıncılık yapması gerekmektedir.

Tarafsızlık Analizi

Tarafsızlık Puanı:
85/100
Tarafsız Taraflı
Bu haber 15 farklı kaynaktan analiz edilmiştir.
Tarafsızlık Değerlendirmesi: Haberde belirgin bir taraflılık söz konusu. Konunun ele alınış şekli, Esra Erol ve ATV'nin yayın politikalarına yönelik ağır eleştiriler içeriyor. Bunun yanında, olayın toplum üzerindeki etkileri ve RTÜK'ün müdahalesinin eksikliği gibi konulara da sert bir dille yaklaşılmış. Bu durum, yazının yargılayıcı bir üslup taşıdığı ve belirli bir görüşü savunmak için nesnel gerçekleri çarpıtarak ele aldığı anlamına geliyor.

Bu Makale Hakkında Önemli Sorular

Düşün ve Değerlendir

Bu konuyla ilgili: