Borsa İstanbul'da Haftalık Yükseliş ve Piyasa Gelişmeleri
Borsa İstanbul, geçtiğimiz hafta yüzde 1,24'lük bir artış göstererek yatırımcılar üzerinde olumlu bir etki yarattı. Bu süreçte döviz kurlarındaki sınırlı artış, piyasa katılımcıları arasında dengeli bir risk algısı olduğunu ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra altın fiyatlarındaki gerileme, yatırımcıların güvenli liman arayışında bir duraksama yaşadığını gösteriyor. Fon piyasasına baktığımızda ise nakde yönelim dikkat çekiyor.
Cuma akşamı uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu 'BB-' seviyesinde tutarken, not görünümünü de 'durağan' olarak belirledi. Bu karar, S&P'nin geçtiğimiz yıl iki kez Türkiye’nin kredi notunu artırmış olmasının ardından gelmesi açısından önem taşıyor.
Sektörel Analiz ve Yatırımcı Davranışı
Hafta boyunca, finansal kiralama ve faktoring sektörü yüzde 20'lik bir artışla en yüksek getiriyi sağladı. Bu güçlü performansın nedeni, yüksek faiz ortamında şirketlerin alternatif finansman kaynaklarına yönelmesidir. Yatırımcıların daha seçici davranmaya başlaması ve sektörler arasındaki ayrışmalar da belirginleşmiş durumda.
Borsa'daki işlem hacimlerinin artması, aracı kurumların gelir beklentilerini desteklemenin yanı sıra bankacılık sektöründe kârlılık beklentilerini de artırıyor. Bu iki sektör, yatırımcıların orta vadede ilgi alanına girmiş durumda.
Borsada en çok yükselen hisseler sanayi, çelik ve otomotiv sektörlerinden geldi. Özellikle Borusan Boru ve Ereğli Demir Çelik gibi büyük oyuncuların değer kazanması, sanayi üretimi ve ihracat beklentilerinin güçlendiğini gösteriyor. Ayrıca, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GMYO) hisselerindeki artış, gayrimenkul piyasasına yönelik ilginin yeniden canlandığını işaret ediyor.
Yatırım Fonlarındaki Gelişmeler
Yatırım fonlarında, son bir haftada toplam 68 milyar TL net büyüme kaydedildi; ancak bu büyümenin büyük bölümü para piyasası fonlarına ve kısa vadeli yatırım araçlarına yöneldi. Hisse senedi fonlarındaki çıkışlar ise yatırımcıların portföylerini koruma stratejisine odaklandıklarını gösteriyor.
Altın fiyatlarındaki düşüşe rağmen, altın fonlarındaki çıkışlar sınırlı kaldı. Güvenli liman algısının zayıfladığı bir dönem yaşansada, dalgalı piyasa koşulları yeni alım fırsatları yaratabilir. Bu noktada, uzun vadeli yatırımcıların altın pozisyonlarını yeniden değerlendirmeleri öneriliyor.
Piyasa Gelişmeleri Hakkında Dikkat Edilmesi Gerekenler
TEFAS verileri, 21 Şubat itibarıyla kıymetli maden (altın ve gümüş) fonlarının yüzde 68 getiri ile en yüksek performansı sergilediğini gösteriyor. TCMB'nin yüksek kısa vadeli faiz politikası nedeniyle, para piyasası fonları yüzde 61 getiriyle ikinci sırada yer alırken, hisse senedi fonları yalnızca yüzde 16 getiride kalmış durumda. Yüksek enflasyon ortamı ve düşen şirket kârları borsa performansını olumsuz yönde etkilemekte. Altın fonlarının son bir yılda yüzde 71 yükselerek, enflasyon karşısında yüzde 20 reel getiri sunduğu belirtildi.
Şubat başında mevduatla birlikte yatırım fonlarının stopajı yüzde 10'dan 15'e çıkarıldı. Dolayısıyla, para piyasası fonlarının mevduata karşı bir vergi avantajı kalmadı. Devlet tahvillerinin değeri, yüksek enflasyon sebebiyle bir miktar düştü ve bu da fonların getirilerini olumsuz etkiledi.
Tüm bunların ışığında yatırımcıların uzun vadeli bakarak, faize ve enflasyona göre geride kalan hisse senetlerinin yükselecek potansiyeline yatırım yapmaları tavsiye ediliyor.
Tarafsızlık Analizi
Bu Makale Hakkında Önemli Sorular

Yorumlar