Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. Uluslararası Yeditepe Bienali'nde kültürel mirası öne çıkardı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki Yedikule Hisarı'nda gerçekleştirilen 3. Uluslararası Yeditepe Bienali'nin açılışında yaptığı konuşmada, sanata ve kültürel mirasa verdiği önemi vurguladı. Bienalin, Türkiye'nin kültürel birikimini evrensel bir sahneye taşıyan önemli bir platform olduğunu belirten Erdoğan, farklı ülkelerden gelen 263 sanatçının 215 eserinin sergileneceğini açıkladı. Açılışta yaptığı konuşmada, geleneksel Türk sanatlarının modern bir yorumla yeniden hayat bulduğunu ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin kültürel zenginliğinin, sanatı ve estetiği yüksek bir anlayışla gün yüzüne çıkarmanın önemine dikkat çekti. Erdoğan, konuşmasının bir kısmında güncel siyasi eleştirilerde bulunarak, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) hedef aldı. CHP'nin kışkırtmaları ile sanat dünyasında yaşanan olumsuzluklara dikkat çeken Erdoğan, sanatçılar ve sporculara karşı uygulanan baskı ve fişlemelerin kabul edilemez olduğunu savundu. 'Yıllardır özgürlükten bahsedenler, kendi çıkarlarına hizmet etmeyen sanatçıları adeta linç ettiler' diyerek bu durumu eleştirdi. Bunun yanı sıra, 'Kendini ülkenin yegane sahibi zanneden bir avuç zorbanın taşkınlıklarına eyvallah etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz' diyerek sanata yönelik baskılara karşı kararlı bir duruş sergiledi. Bienalin tema ifadesi olan 'Gölge varsa ışık da vardır' ise, Erdoğan’ın anlatımıyla, sanatın derinliği ve yaşamın içindeki zıtlıkların bir arada var olduğu anlayışını yansıtan bir mesaj olarak öne çıktı. Ayrıca, geleneksel Türk sanatlarının sadece estetik bir yansıma değil, aynı zamanda bir medeniyet mirası olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı, bu tür kültürel etkinliklerin yalnızca sanatsal değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal anlamda da büyük öneme sahip olduğunu savundu. Erdoğan’ın konuşmasının genelinde, özgürlük, kültürel mirasa sahip çıkma ve sanata yönelik baskılara karşı bir tepki öne çıkarken, bu durumun hem ulusal hem de uluslararası alanda Türkiye’nin sanatsal kimliğini pekiştirdiği mesajı verildi. Bu etkinliklerin, her ne kadar sanatsal bir çaba olsa da, aynı zamanda bir politika ve kültürel diplomasi unsuru olarak da görülmesi gerektiği değerlendirildi.