Donald Trump'ın İkinci Dönemi ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri

2025 yılına hızlı bir giriş yaptık. Donald Trump yeniden Beyaz Saray’da! Seçim kampanyasında verdiği sözlerin birçoğu 'önce Amerika' teması etrafında dönerken, ekonomik sistem üzerine oynayacağı hamleler de gündemin en sıcak konularından biri hâline geldi. Trump’ın ikinci dönemine başlamasıyla birlikte gözler yine ekonomik politikalara çevrildi. Çin’e ve diğer ticaret ortaklarına yönelik sert açıklamalarla birlikte, “ticaret savaşları 2.0” mı geliyor sorusu herkesin dilinde. İlk başkanlık döneminde Trump, Çin ve diğer bazı ülkelerle yaptığı ticaret anlaşmalarında gümrük vergilerini artırarak dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlamıştı. Bu politikaların geçici olmadığını ve ABD’nin yeni ekonomik stratejisinin temelini oluşturduğunu görebiliyoruz. Yüksek gümrük vergileri, otomotiv endüstrisi, çelik ve alüminyum gibi stratejik sektörlerde global tedarik zincirlerini zorlayacak. Ancak, bu vergi artışlarının bazı yerel üreticiler için fırsatlar yaratması da mümkün. Yani iç piyasada istihdamı artırmak ve dış ticaret açığını kapatmak amaçlanıyor. Ancak bu durum, tüketiciler açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir; ithal ürünlerin fiyatlarının artması, tüketicilerin alım gücünü düşürebilir. İş dünyası, ithalat maliyetleri artınca tedirgin oldu. Apple’dan otomotiv devlerine kadar birçok büyük şirket, üretim zincirlerini yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı. Kısacası, Trump’ın ticaret politikaları hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle dikkat çekiyor. Yerli üretimin artması bazı avantajlar sağlarken, tüketicilerin alım gücündeki düşüş ve kalite sorunları marketlerde tüketici davranışlarını değiştirebilir.