ABD'de ekonomik verilerin beklentilerin altında kalması, yeni haftaya dolarla birlikte sert bir düşüşle başladı. Pazartesi günü yatırımcılar, küresel ticaret gerilimlerinin yeniden tırmanabileceğine dair endişelerle riskli varlıklardan uzaklaşırken, dolar endeksi son üç yılın en düşük seviyesine doğru ilerledi.
Dolar, başlıca ticaret ortaklarına karşı ortalama %0,7 oranında değer kaybederken, yatırımcılar zayıf iç talep göstergeleri ve borç sürdürülebilirliği konusundaki uyarıların baskısıyla ABD devlet tahvillerinden de çıkış yaptı. Düşüşte en belirleyici faktör olarak ABD'de yayımlanan Mayıs ayı imalat verileri dikkat çekti.
ISM tarafından yayımlanan Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), beklentilerin altında kalırken 48,5 seviyesinde gerçekleşti. 50 puanın altında kalması, imalat sektöründe daralma sinyali olarak yorumlandı. Uzmanlar, bu veriyi "ticaret savaşlarının imalat sektörüne etkisinin derinleştiği" şeklinde değerlendirdi. Capital Economics analistleri de bu gerilemenin, özellikle Donald Trump yönetiminin Mart başında başlattığı tarifelerin sektörde yarattığı baskının bir teyidi olduğunu vurguladı.
Bu gelişmelerin etkisiyle ABD'nin gösterge endeksi S&P 500, sabah saatlerinde <%0,3> oranında bir düşüş kaydetti. Endeksteki bu gerileme, zayıflayan iç talep ve artan mali risklerin yatırımcı duyarlılığı üzerindeki etkisini gösteriyor.
Finansal piyasalarda görülen baskı, ABD tahvil piyasasında da belirginleşti. Özellikle uzun vadeli borçlanma araçlarında fiyatlamalar zayıflarken, 30 yıllık devlet tahvillerinin getirisi ilk işlemlerde 0,03 puanlık artışla yüzde 4,96 seviyesine yükseldi. Bu durum, tahvil fiyatlarındaki düşüşü işaret ediyor.
Ayrıca ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in, “ABD asla temerrüde düşmeyecek” şeklindeki açıklaması bile piyasalarda etkili olamadı. Artan temerrüt tartışmaları ve borcun sürdürülebilirliğine dair endişeler, yatırımcıların güvenini zayıflatmaya devam ediyor. Geçtiğimiz Cuma günü JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon da Washington’un büyüyen bütçe açığı ve kamu borcu nedeniyle tahvil piyasasında kırılganlıkların derinleşebileceği uyarısında bulundu. Dimon, tahvil piyasasının bu yükün altında “çatlayabileceği” yönündeki ifadeleriyle dikkat çekti.
Dolardaki değer kaybı ve tahvil piyasasındaki stres, ABD ekonomisinde makro görünümün zayıfladığını gösteren yeni işaretler olarak öne çıkarken, yatırımcıların Fed’in para politikası duruşuna ve mali disiplindeki olası değişimlere dair beklentileri de tekrar gözden geçirilmeye başlandı. Ticaret savaşlarının uzun vadeli etkileri ve kamu maliyesine yönelik kaygılar, önümüzdeki dönem piyasa gündeminin üst sıralarında kalmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Tarafsızlık Analizi
Bu Makale Hakkında Önemli Sorular
