Faizlerde Son Dönemde Yaşanan Yükseliş, Kredi Hacminde Etkisini Göstermeye Başladı

Ülkemizde son dönemde faiz oranlarındaki artış, kredi hacmini doğrudan etkilemeye başladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından açıklanan verilere göre, 18 Nisan haftasında tüketici kredilerinin toplam büyüklüğü 2 trilyon 204 milyar TL olarak kaydedildi. Bu, önceki hafta ile kıyaslandığında yaklaşık 2 milyar TL'lik bir düşüşü işaret ediyor. Bu durum, özellikle hanehalklarının kredi taleplerinde ve tüketici harcamalarında da soğuma yaratacağı sinyalleri vermekte. Kredilerin alt detaylarına indiğimizde ise farklı yönelimler gözlemleniyor. Konut kredilerinin hacmi 3,23 milyar TL artarak 554,89 milyar TL’ye ulaşırken, taşıt kredileri 1,24 milyar TL gerileyerek 63,84 milyar TL oldu. İhtiyaç kredileri ise 4,74 milyar TL’lik bir düşüşle 1 trilyon 585,27 milyar TL’ye geriledi. Bu rakamlar, insanların konut alımında hala bazı cesaret verici eğilimler sergileseler de, taşıt ve ihtiyaç kredilerinde kayda değer bir azalma yaşandığını gösteriyor. Özellikle 25 Nisan 2025 tarihi itibarıyla bankalarda sunulan en düşük konut kredisi oranı, %2,59 ile Ziraat Bankası ve Halkbank tarafından belirlendi. 1 milyon TL tutarında bir konut kredisinin geri ödeme tablosuna göre, aylık taksit 27 bin 163 TL olmakta ve toplam geri ödeme 3 milyon 286 bin TL’ye ulaşacak. Taşıt finansmanı için en uygun oran ise %3,45 ile Kuveyt Türk'ten gelirken, 250 bin TL’lik bir finansmanın geri ödeme planı 17 bin 221 TL’lik aylık taksit ve 414 bin 740 TL’lik toplam geri ödemeyi ortaya koyuyor. Diğer taraftan, en düşük ihtiyaç kredisi oranı %3,89 ile Alternatif Bank tarafından sunulmakta. Tüm bunlar ışığında, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) uyguladığı sıkı para politikası ile gecelik referans TL faiz oranlarının %49 düzeyinde kalması dikkat çekiyor. TCMB’nin politika faiz oranı %46’dan piyasayı daha az fonladığı ve ağırlıklı olarak gecelik borç verme faiz oranını %49’a yönlendirdiği bildirilmektedir. Bu düzenlemeler, ortalama fonlama oranlarının da %48’ler civarında şekillenmesine neden olmaktadır. Analistler, bankaların mevduat faizlerini artırarak kaynak toplamak zorunda kaldıklarını ve buna bağlı olarak kısa vadeli kredi faizlerinde de yukarı yönlü hareketlerin gözlemlendiğini ifade etmektedir. Sonuç olarak, Türkiye’deki yüksek faiz oranları, kredi taleplerinin hızla değişmesine yol açıyor. Bu durum, hem bankacılık sektöründe hem de hanehalklarının tüketim alışkanlıklarında köklü değişiklikler yaratma potansiyeline sahip. Yüksek faiz oranları, özellikle dar gelirli haneler açısından kısıtlayıcı bir faktör haline gelmektedir. Ekonomi yönetiminin, bu durumu dikkate alarak piyasaları canlandıracak önlemler alması bekleniyor. Aksi takdirde, ekonomik durgunluk kaygıları artabilir.