Fosil Yakıtların Çevreye Verdiği Zararları Minimize Etmek Amacıyla Yeşil Dönüşüm Hızlanıyor

Küresel otomotiv sektörü, çevre dostu teknolojilere yönelerek fosil yakıt bağımlılığını azaltma çabası içine girmiş durumda. Bu süreçte Türkiye de önemli bir aktör haline geliyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, elektrikli araç sayısı son on yılda önemli bir artış kaydetti. 2015 yılında trafiğe kayıtlı sadece 565 elektrikli otomobil varken, bu rakam 2025 yılında 200 bini geçmesi bekleniyor. Öte yandan, 2024 sonu itibarıyla 183 bin 776 elektrikli araç bulunuyordu ve bu sayı yılın Mart ayı itibarıyla 218 bin 238’e çıkmış durumda. Bu durum, elektrikli araçların Türkiye'deki otomobil tercihlerinin önemli bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Mart ayının verilerine göre trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yakıt türlerine göre dağılımında elektrikli araçların oranı %12,9 iken, benzinli araçlar %48,1 ve hibrit araçlar %30,5 olarak kaydedildi. Küresel elektrikli araç pazarında da önemli gelişmeler yaşanıyor. Rho Motion verilerine göre, elektrikli araç satışları yalnızca mart ayında 1,7 milyona ulaştı ve bu, yıllık bazda %29 bir artış anlamına geliyor. İlk çeyrekte ise toplam 4,1 milyon elektrikli araç satıldı. Bu büyük pazarın büyük kısmı, Çin, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan oluşmakta. Özellikle Çin, elektrikli araç satışlarının %58,5'ini oluştururken, ABD'deki satışların artış göstermesi bekleniyor. Ancak, bu durum, ABD Başkanı Trump'ın getirdiği yeni tarife düzenlemeleri nedeniyle tehlikeye girebilir. Özellikle İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde elektrikli araç satışları hızla artarken, Fransa'da devletten gelen teşviklerin azalması nedeniyle satışlarda düşüş yaşanıyor. Bu tür pazar dinamikleri, elektrikli araçların geleceği için kritik bir rol oynayacak. Sonuç olarak, Türkiye'deki TOGG gibi girişimlerin yanı sıra, özel sektördeki elektrikli araç yatırımlarının artmasıyla Türkiye, elektrikli araç pazarında giderek daha önemli bir oyuncu haline gelmektedir. Gelecek yıllarda pazarın daha da büyümesi ve fosil yakıt kullanımının azalması bekleniyor. Ancak, bu dönüşüm sürecinin önünde hâlâ önemli engeller ve belirsizlikler bulunuyor. Özellikle global ticaret savaşları ve tarife engellerinin getirdiği zorluklar, pazarın dinamiklerini değiştirebilir. Bu nedenle, hükümetlerin ve otomotiv üreticilerinin, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilmek için stratejiler geliştirmeleri büyük önem taşıyor.