GAZZE Şeridi'ne yönelik saldırılarını ve gıda ambargosunu devam ettiren İsrail, Suriye’de de rahat durmuyor

İsrail’in Suriye’deki operasyonları, bölgedeki azınlıklar ile olan ilişkilerini güçlendirmek amacıyla dikkat çekiyor. Özellikle Dürzi toplumu üzerindeki sorunlar, çatışmaların dinamizmini etkilemekte. Dürzi toplumu liderlerinden gelen çağrılar, İsrail’in Suriye içindeki rolünü daha da belirgin hale getiriyor. Dürzi liderinin, İsrail’e daha fazla müdahil olma çağrısı, bölgedeki jeopolitik gerilimi artırırken, aynı zamanda Suriye hükümetiyle arasında büyüyen bir çatışmanın da habercisi. Gerilim ve çatışma ortamı, geçen gün sosyal medyada yayılan bir ses kaydının yarattığı tepkiyle ateşlendi. Hz. Muhammed ve İslam dinine hakaretler içeren bu kaydın arkasında bir Dürzi olduğu iddiası, mezhepsel ayrılıklar ve etnik gerginlikleri daha da derinleştirdi. İsrail’in hava saldırıları, Dürzi topluluğuna olan desteğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda Suriye hükümeti üzerinde de baskı kurmayı hedefliyor. Suriye hükümetinin Dürzilere yönelik saldırıları, bu stratejiyi tetikleyen bir unsur olurken, Irak ve diğer komşu ülkelerdeki yansımaları da merak konusu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli’nin yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin Suriye’deki istikrar için girişimlerine vurgu yapması, Türkiye’nin bu karmaşık yapıda kendi etkisini artırma çabasına işaret ediyor. Sonuç olarak, İsrail ve Suriye arasındaki bu çatışmaların kazanını belirlemek oldukça güçken, Dürzi liderlerin ve toplulukların bu süreçteki rolü giderek önem kazanıyor. Gelişmeler, yerel topluluklar ile uluslararası güçler arasında karmaşık bir denge oluşturuyor. Bu bağlamda, Dürzilerin korunması için uluslararası müdahale çağrıları, bölgesel istikrarsızlık konusunda yeni bir tartışma başlatabilir. Hem iç dinamikler hem de dış müdahale faktörleri, Suriye’deki mevcut durumun nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici olacak.