Gazze'deki Yenidoğanlar Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor

Son günlerde UNICEF'in Gazze'deki çocuk hastanelerinin yetersiz tıbbi donanımdan muzdarip olduğu ve hastanelerin son derece zor koşullar altında çalıştığı yönündeki açıklamaları dikkat çekiyor. Gazze'deki çocukların hayatta kalması için ateşkesin sağlanması ve insani yardımların yeniden başlaması şart. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) 15 Nisan'da yayımladığı veriler, İsrail'in uyguladığı ablukaların sonucu olarak Gazze'deki insani durumun en kötü seviyeye ulaştığını ortaya koyuyor. 2 Mart'tan bu yana İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne yönelik yeniden başlattığı saldırılar, neredeyse 50 bine yakın can kaybına yol açtı. Bu durum, bölgedeki insani krizin derinleşmesine ve sivillerin daha fazla mağdur olmasına sebep oluyor. Gazze Sağlık Bakanlığı, son 24 saat içinde hastanelere gelen 44 ölü ve 145 yaralı kayıtlara geçti. Gazze'deki sağlık sisteminin, artan hasta sayısını ve devam eden saldırıları karşılamaktan aciz olduğu açıkça ortada. Ayrıca, bu mücadelenin en acı tarafı, yenidoğanların tedavi edilecek imkanlardan mahrum kalması. Özellikle Ahmet Advan ve eşi, 18 yıl aradan sonra tüp bebek tedavisi ile sahip oldukları bebeklerini kaybederken yaşadıkları acı, aslında bu savaşın yarattığı dramı gözler önüne seriyor. Anne özellikle, "700 iğne ile gelen can bir bombayla gitti" derken, bu durumun savaşın acımasız yüzünü çok iyi ifade ettiğini düşünüyorum. Kenan’ın cenaze töreni ise, toplumun tüm kesimlerinin derinden etkilendiğini gösteriyor. Cinayetin masum bir bedeli olan bu bebeğin kaybı, sivil halkın yaşadığı travmayı gözler önüne seriyor. Bu hikayeler, Gazze'deki savaşın sonuçlarını anlamak açısından son derece önemli. Savaşın yıkıcı etkisi altında kalan çocukların ve ailelerin dramı, dünya genelinde insani yardımların artırılmasını gerektiriyor. Yine de, bu konuda yeterli adım atılmaması, artık bir insanlık suçu olarak değerlendirilmeli.