İBB operasyonu ile başlayan, dünyada patlak veren ticaret savaşları ile büyüyen gerilim, yurt içi yerleşikleri dövize yöneltti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ile başlayan siyasi gerilim ve küresel ticaret savaşlarının etkisiyle, 14 Mart - 18 Nisan tarihleri arasında yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki döviz mevduatları önemli bir artış gösterdi. Bu süreçte nominal döviz mevduatının 195,6 milyar dolara ulaştığı, toplamda 16 milyar 826,6 milyon dolarlık bir artış yaşandığı kaydedildi. Gerçek kişilerin döviz mevduatları 9,9 milyar dolar artarak 119,8 milyar dolara, tüzel kişilerin mevduatları ise 6,9 milyar dolarlık bir artışla 75,7 milyar dolara çıktı. Bu veriler, son iki yıl içinde dolara olan eğilimin arttığını gösteriyor. Döviz mevduatlarının dağılımında, dolar hesaplarının artışı dikkat çekerken, bankacılık sektöründeki döviz mevduatında ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında da bir çözülme yaşandığı belirtildi. Ocak ayından beri TL mevduatının payı yüzde 59,7'den yüzde 57,5'e gerilerken, yabancı para mevduatın payı yüzde 36,3'ten yüzde 39,2'ye yükseldi. Bu durumu yorumlarken, Türkiye'nin döviz krizine giden yolda daha çok belirsizlikle karşı karşıya olduğu açıkça görülüyor. Siyasi gerilim ve ekonomik belirsizlikler kombinasyonu, yatırımcıların dövize yönelme eğilimini artırmış durumda. Bu bağlamda, ekonomideki kırılganlıklar ve vatandaşların dövize yönelimi, hükümetin ekonomik yönetimini zorlayabilir. Son dönemde yurtiçi yerleşiklerin döviz talebi karşısında Merkez Bankası'nın yaptığı döviz satışlarının da hızlanması gerektiği bir gerçek. Eğer bu durum kontrol altına alınamazsa, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye'nin kredi notunun düşmesi gibi olumsuz senaryolar gün yüzüne çıkabilir.