IMF ve Dünya Bankasının Bahar Toplantıları kapsamında Avrupa bölgesi ekonomilerine ilişkin basın toplantısı düzenlendi

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası, Avrupa bölgesi ekonomileri üzerine gerçekleştirdikleri Bahar Toplantıları'nda, özellikle Türkiye ekonomisine yönelik güncel değerlendirmeler ve geleceğe yönelik öngörüler paylaştı. Bu toplantıda, IMF Avrupa Departmanı Direktörü Alfred Kammer, Türkiye ekonomisinin büyüme tahminlerine ilişkin önemli bilgiler verdi. Kammer, Türkiye’nin büyüme performansındaki iyileşmenin, 2024 yılının ikinci yarısında beklenen güçlü ivmenin devamıyla bağlantılı olduğunu belirtti. Bu durum, büyüme tahminlerinin az da olsa yukarı yönlü revize edilmesine yol açtı. Kammer’ın açıklamaları, Türkiye'nin enflasyonla mücadele programının da ilerlemede olduğunu ortaya koydu. Ancak, ekonominin istikrar kazanması için dezenflasyon sürecinin hızlanması gerektiğini savundu. Kammer, daha sıkı bir makroekonomik politika ve maliye politikası aracılığıyla enflasyonla mücadelenin daha etkili hale geleceğini vurguladı. Özellikle, enflasyon düşürme çabalarının uzamasının ekonomiyi daha kırılgan hale getirdiğini ve öngörülemeyen şoklara karşı savunmasız bıraktığını söyledi. IMF'nin 22 Nisan'da yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, Türkiye ekonomisinin bu yıl için büyüme tahmininin bir miktar yukarı yönlü revize edildiğini gösteriyor. Raporda 2025 yılı için büyümenin yüzde 2,7 seviyesinde dibin yapacağı, 2026 yılında ise yüzde 3,2’ye ulaşacağı öngörülüyor. Ocak ayında yapılan tahminlerde ise Türkiye'nin bu yıl için büyümesinin yüzde 2,6 ve gelecek yıl yüzde 3,2 olacağı öngörülmüştü. Bu verilerin analizi, Türkiye için zorlu bir ekonomik süreçten geçmekte olduğunu ve uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisi üzerindeki olumlu öngörülerinin yanında, hala belirli risk faktörlerinin de varlığını koruduğunu gösteriyor. Özellikle enflasyon ve döviz kurlarındaki dalgalanma, Türkiye'yi iç ve dış şoklara karşı savunmasız hale getirebilir. Kammer’in vurguladığı gibi, dezenflasyon politikalarının hızlandırılması, ekonomik istikrara ulaşmada kritik bir öneme sahip. Sonuç olarak, IMF ve Dünya Bankası’nın Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmeleri, bir taraftan umudu artırırken, diğer taraftan mevcut ekonomik sorunların hala çözülmediğini açıkça gözler önüne seriyor. Türkiye’nin önü açık ama dikkatli adımlar atılması gerektiği aşikar. Ekonomik politikalarda yapılacak her değişiklik, yeni risklerle karşılaşma ihtimalini beraberinde getirebilir. Bu nedenle Türkiye’nin, sürdürülebilir büyüme için yapısal reformları hızlandırması ve finansal istikrarı sağlaması gerekecek.