İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan: ABD ile Müzakerelerde Eşitlik İstiyoruz

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, başkent Tahran'da düzenlenen bir toplantıda, Amerika Birleşik Devletleri ile devam eden nükleer müzakerelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Pezeşkiyan, 'ABD ile müzakerelerde belirlenen çerçevede ve ulusal çıkarlarımızı koruyarak bir anlaşmaya varmaya hazırız ancak onlar bizimle eşit konumda müzakere etmek istemezlerse yolumuza devam ederiz' dedi. Bu açıklama, İran'ın müzakerelere yaklaşımında kararlılığı ve eşitlik vurgusunu öne çıkarmaktadır. Pezeşkiyan, nükleer müzakerelerin ulusal çıkarlar açısından kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, 'Zorbalığı da kabul etmiyoruz' şeklinde ifade etti. Pezeşkiyan'ın bu sözleri, ABD'nin nükleer anlaşmadan 2018 yılında ayrılmasının ardından yaşanan tartışmalı süreçte İran'ın duruşunu temsil ediyor. Bu durum, uluslararası ilişkilerde müzakerelerin ne kadar hassas bir konu olduğunu ve her iki ülkenin geçmişteki anlaşmaları ne ölçüde göz önünde bulundurduklarını ortaya koyuyor. İlaveten, İran ile ABD arasında yaşanan gelişmeler, sadece nükleer silahlar meselesi değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik, ekonomik yaptırımlar ve stratejik dengeler açısından da kritik bir öneme sahiptir. Pezeşkiyan’ın ifadeleri, İran'ın nükleer güce sahip olma arzusu ve bunun planlarını oluşturma konusundaki kararlılığını yansıtırken, aynı zamanda ABD'nin müzakerelerde uyguladığı baskı politikalarının da eleştirisini içeriyor. Tahran'ın mevcut şartlarda süreci ilerletmek istemesi, ancak eşit şartlar altında bir müzakere yürütmeye kararlı olması, uluslararası alanda güçlü bir duruş sergilemek istemesine işaret ediyor. Görüşmelerin içeriği hakkında çok fazla detay verilmemekte, fakat nükleer tesislerin durumu ve müzakerelerin geleceği hakkında iki tarafın tutumlarını net bir şekilde ortaya koymak zor. Bununla birlikte, ABD'nin isteği doğrultusunda İran'ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırma beklentisi, karşıt bir tavır ile İran'ın bu durumu kabul etmeyeceğini göstermektedir. Bu bağlamda, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı'nın Tahran ziyareti ve bölgesel güç dengeleri de göz önünde bulundurulduğunda, İran ile ABD arasındaki müzakere sürecinin daha geniş bir boyutta jeopolitik etkileri olacağı aşikar. Son olarak, İran'ın mevcut ekonomik koşulları ile nükleer müzakerelerdeki tutumu, uluslararası siyaset arenasında dikkat çekici bir denge arayışını yansıtıyor. Ekonomik yaptırımların devam ettiği bir ortamda, İran'ın müzakerelerde esneklik gösterip göstermeyeceği, gelişmelerin gidişatını belirleyecek önemli bir faktör olacaktır. ABD ve İran arasındaki bu müzakereler, hem bölgesel hem de küresel boyutta yeni dinamiklerin şekillenmesine yardımcı olabilir.