İsrail Gazze'deki Katliamlarına Devam Ediyor: Yeni Saldırılar ve Can Kaybı Rakamları Artıyor

İsviçre'nin Cenevre merkezli sivil toplum kuruluşu Avrupa-Akdeniz İnsani Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med) Hukuk Departmanı Müdiresi Lima Bustami, 19 aydır devam eden İsrail saldırılarının bir soykırıma dönüştüğünü ve bu süreçte Filistinlilerin büyük bir sürgün tehditi altında olduklarını belirtti. Bu açıklamalara göre, İsrail'in Gazze'de uyguladığı politikalar, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi hedefine yönelik olarak şekilleniyor. Gazze'de yaklaşık 2.3 milyon Filistinlinin yaşam mücadelesi verdiği, bunların büyük kısmının ise ablukadan ve sürekli bombardımanlardan etkilendiği ifade ediliyor. Bu koşullar altında, uluslararası toplumun bu duruma karşı suskun kalmasının kabul edilemez olduğu vurgulanıyor. Söz konusu saldırılar, 19 Ocak'ta başlayan ateşkesin ardından yeniden hız kazanmış durumda ve Mart ayının 18'inde yeniden başlatılan saldırılarda, yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan 1928 Filistinli hayatını kaybetti. Akabinde, Gazze Şehri'nde özellikle de Yafa Okulu gibi sığınmacıların bulunduğu noktaların hedef alınması, saldırıların acımasız bir boyuta ulaştığını gösteriyor. Haberlere göre, bu saldırılarda en az 10 kişi hayatını kaybederken, içinde çocukların da bulunduğu birçok yaralı olduğu ifade ediliyor. İnsanlık dramının boyutlarını gözler önüne seren bu olaylar, her geçen gün daha fazla can kaybı yaşanmasına neden oluyor. Bütün bunlar, Gazze'de 7 Ekim 2023’ten bu yana toplamda 51 bin 266 kişinin yaşamını yitirdiğini, 116 bin 991 kişinin ise yaralandığını gösteriyor. Bu durum, media ve uluslararası politikanın Gazze'deki insanlık durumuna yönelik pek de yeterli bir tepki vermediği çağrısını da beraberinde getiriyor. Sonuç olarak, Filistin'deki durumu sadece bir çatışma olarak değerlendirmek yetersiz kalıyor; yaşananlar bir insanlık dramı ve uluslararası topluma ciddi bir sorumluluk yüklüyor. Uluslararası toplumun Filistin’deki hak ihlalleri karşısında harekete geçmemesi, mevcut bu durumu daha da kötüleştiriyor. Siyasi çözüm arayışlarının bir an önce hayata geçirilmesi, gelecek nesillerin bu tür travmalardan kurtulabilmesi için önem arz ediyor.