İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde düzenlediği saldırılarda 31 kişi öldü

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği son hava ve topçu saldırılarında, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 31 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor. Saldırılar, özellikle Han Yunus, Deyr el-Belah, El-Bureyc Mülteci Kampı, Beyt Lahiya ve Refah gibi yoğun yerleşim alanlarını hedef aldı. Görgü tanıkları, El-Karara bölgesinde İsrail askeri araçlarının yoğun ateş açtığını ve bu durumun sonrasında sivil yerleşim yerlerinin hedef alındığını aktardı. İnsan hakları örgütleri, bu tür saldırıların sivil kayıpları artırdığına ve savaş suçları kapsamında değerlendirilebileceğine dikkat çekiyor. Saldırılarda özellikle çadırda yaşayan yerinden edilmiş ailelerin hedef alındığı dikkat çekiyor. El-Mevasi bölgesindeki saldırıda 11 kişinin hayatını kaybetmesi, bölgedeki insani krizin ne kadar derinleştiğini gözler önüne seriyor. Hastane kaynakları, yaralıların durumunun da kritik olduğunu belirtirken, eğitim, sağlık ve temel altyapının büyük oranda zarar gördüğü ve temel hizmetlerin felç olduğu ifade ediliyor. Analiz ettiğimizde, bu durumun sadece bir askeri strateji değil, aynı zamanda Filistin halkına karşı devam eden bir baskı politikası olduğunu söyleyebiliriz. Gazze Şeridi’nde zaten sınırlı olan yaşam koşulları, bu tür saldırılarla iyice zorlaşmakta ve uluslararası toplumun alması gereken önlemler konusunda ciddi bir aciliyet söz konusudur. Sivil halkın hedef alınması, uluslararası hukukun ihlali anlamına gelir ve bu durumun ortaya çıkmasına sebep olan aktörlerin hesap vermesi gerektiği insani bir sorumluluktur. Kısacası, Gaza'daki durum, her gün bir insanlık dramına dönüşmekte, ve dünya kamuoyunun bu konuda daha aktif bir rol alması gerekmektedir. Bir gazeteci olarak, bu yaşananların üstüne gidilmesini, sivil halkın korunması için uluslararası etkili bir girişim yapılmasını talep ediyorum. Umarım hem ulusal hem de uluslararası düzeyde bu tür olayların önüne geçilebilir.