İSRAİL SALDIRILARINDA ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİ ÖLDÜRDÜ

Son dönemlerde Gazze Şeridi, sürekli çatışmalar ve insani krizlerle gündeme gelmeye devam ediyor. İsrail'in saldırılarının yarattığı yıkım ve acı, dünya çapında geniş yankı uyandırıyor. Son saldırılarda, anne karnındaki 4 aylık bir bebeğin hayatını kaybetmesi, bu trajedinin boyutlarını gözler önüne seriyor. Dış Politika Analisti Yeliz Albayrak, Birleşmiş Milletler'in İsrail'in eylemlerine yönelik kınamalarının etkisiz kaldığını ve İsrail’in durumu dikkate almadan saldırılarına devam ettiğini belirtiyor. Bu saldırılarda iki kolunu kaybeden Filistinli bir çocuğun fotoğrafı ise, dünya basınında dikkat çekti, ancak bu tür görüntülerin ne kadar insani bir sorunu ortaya koyabileceği açısından düşündürücü. Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes müzakereleri, Netanyahu'nun açıklamalarıyla daha da karmaşık bir hale geliyor. Netanyahu, Gazzeli Filistinlilerin başka ülkelere sürgün edilmesi gerektiğini ve bu konuda ABD Başkanı Trump'ın yaklaşımının tekrar gündeme gelmesini istedi. Bu durum, bölgedeki barış umutlarını azaltırken, savaşa dair tırmanan bir ivme gözler önünde seriliyor. Hamas, İsrail'in saldırılarını kabul etmeyerek mücadelelerini sonlandırmayacaklarını ifade ediyor. Ek olarak, Netanyahu'nun İran hakkında yaptığı açıklamalar, bölgedeki gerilimlerin daha da artmasını beraberinde getiriyor. Geçmişte yapılan nükleer müzakerelerin sonuçsuz kalması, İran’ın nükleer silah programı konusunda güvensizlik yaratmış durumda. Bu da, Netanyahu’nun İran’a yönelik açıklamalarının arka planında yatan endişeleri ortaya koyuyor. İsrail ordusunun ateşkesi bozması ve Gazze'ye yönelik yeniden saldırılara başlaması, sivil hayatın daha da zorlaşmasına neden oluyor. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, bu süreçte ölenlerin önemli bir kısmı kadın ve çocuklardan oluşuyor. Yüzbinlerce insan, insani yardıma muhtaç durumda. Sonuç olarak, Ortadoğu’daki bu karmaşık durum, uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam ediyor. Ancak, tüm bu gelişmelere rağmen barışçıl bir çözüm bulma çabaları, çatışmaların gölgesinde kaybolmuş durumda. Bu nedenle, sorunun köklerine inmeden sadece yüzeysel çözümler üretmek, kalıcı bir barış sağlamaktan uzak kalmamıza neden oluyor. İnsanların acı çekmeye devam ettiği bir dünya, barış ve güvenliğin sağlanması adına büyük bir kayıp. Her iki taraf için de hüsranla sonuçlanan bu çatışmalar, hem bölgeye hem de insani değerlere zarar vermekte. Bu durumu değerlendirirken, tarafların birbirine karşı olan nefret ve düşmanlıklarının azalması gerektiği aşikar. Çatışmanın sona ermesi için sürdürülebilir bir çözüm geliştirilmeden, sadece silahların susması beklenmez.