Son günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) etrafında gelişen olaylar, yerel ve ulusal medyada önemli bir gündem maddesi haline geldi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yanındaki avukatların gözaltına alınması, yargı bağımsızlığı ve adaletin ne denli sağlandığı konusunda tartışmaları alevlendirdi. Avukatlar Serkan Günel ve Kazım Yiğit Akalın, İBB’ye yönelik başlatılan bir soruşturmada ‘yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ ve ‘soruşturmanın gizliliğini ihlal’ suçlamalarıyla gözaltına alındı. İstinaf mahkemesi bu iki avukatı adli kontrol şartıyla serbest bırakırken, İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas’ın, gözaltı sürecinde yaptığı açıklamalar medyada geniş yankı buldu.
Murat Abbas, yaptığı suçlamalarla büyük bir olay yarattı. İBB'nin birimlerinde, olası yargılamalarla ilgili toplantılar yapılmış olduğu ve bu toplantılarda avukatların müvekkilleriyle birlikte nasıl davranacaklarına dair stratejiler belirlendiği belirtilmekte. Bu durum, hem yargı sürecinin hem de Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesinin sorgulanmasına neden oldu. Günel'e göre, ‘avukatın müvekkilleriyle dosya hakkında toplantı yapması’ olağan bir durumdur. Ancak, generalsan şu an karşı karşıya kaldıkları durum, avukatlık mesleğinin bir savunma aracı olarak nasıl istismar edildiğini ortaya koyuyor.
İBB'nin öncelikli suçlamaları arasında yolsuzluk ve terör bağlantıları ya da suç örgütü kurma gibi ağır suçlamalar yer alıyor. Bu süreçte, savcılığın sosyal medya veya medyada infial uyandıran açıklamalar yapması, yargının tarafsızlığına dair sarsıntılara sebep olmaktadır. Ekrem İmamoğlu, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, yargı tarihinin en büyük skandallarından birinin yaşandığını ifade etti ve 'Yeter artık! Kimsiniz siz, kime ve neye hizmet ediyorsunuz?' şeklinde sert eleştirilerde bulundu. Bu durum, halkın yönetime olan güvenini derinden sarsmakta.
Türkiye’de yargı sisteminin bu denli siyasallaşması, avukatlık mesleğini risk altına sokmakta. Avukatlar, müvekkillerinin savunularını yapmakla yükümlüdürler ve bu yükümlülüklerini yerine getirdikleri için gözaltına alınmaları, hukukun ne denli bir baskı altında olduğunu açıkça gösteriyor. Bu noktada, yargının bağımsızlığına yönelik endişeler her geçen gün artmaktadır. Özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki olumsuz açıklamaları, durumu daha da kötüleştirmektedir. Nitekim Erdoğan, 'Onlar da iyi biliyorlar ki daha büyükleri de geliyor' demekle, muhalefeti sindirme çabasını ortaya koymuştur.
Sonuç olarak, İBB’yi etkileyen bu yargı süreci, sadece bir belediye başkanının avukatlarını değil, aynı zamanda tüm hukuk sistemini, bireylerin haklarını hatta Türkiye’nin demokratik yapısını hedef alıyor. İmamoğlu’nun avukatları üzerinden gelişen bu süreç, muhalefet üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmakta ve toplumda korku iklimi yaratılmaya çalışılmaktadır. Adaletin tecellisi için hükümetin bu tür uygulamalardan vazgeçmesi gerekmektedir.
Tarafsızlık Analizi
Tarafsızlık Puanı:
85/100
Tarafsız
Taraflı
Bu haber 22 farklı kaynaktan analiz edilmiştir.
Tarafsızlık Değerlendirmesi: Haber, iktidar karşıtı ifadelerle dolu ve muhalefeti destekleme amacı taşıyor. Özellikle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yorumları ve avukatların gözaltına alınmasının değerlendirildiği kısımlar, adaletin nasıl işlemediğine dair belirgin bir eleştiri içeriyor. Bu durum, haberin taraflı bir duruş sergilediğini gösteriyor.
Bu Makale Hakkında Önemli Sorular
