İŞLENMİŞ ET KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR

Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), 2015 yılında yayımladığı raporla işlenmiş etleri kanser yapabileceği belirtilen ürünler arasında sıraladı. Salam, sosis, sucuk ve pastırma gibi işlenmiş et ürünleri, tıpkı sigara ve alkol ile benzer risk gruplarında değerlendirilirken, bilinçli tüketimin önemi arttığı belirtiliyor. Raporda yer alan verilere göre, günde sadece 50 gram işlenmiş et tüketimi, kolon kanseri riskini yüzde 18 oranında artırıyor. Bu durum, düzenli bu ürünleri tüketen bireylerde çok daha yüksek oranlara ulaşabiliyor. Son otuz yılda 50 yaş altındaki bireylerde kolon kanseri vakalarında yüzde 80 oranında kaydedilen artış, uzmanlar tarafından beslenme alışkanlıkları ve değişen yaşam tarzlarıyla ilişkilendiriliyor. Özellikle İngiltere gibi ülkelerde bu artış yıllık yüzde 3.6 oranında seyrederken, fast food'un giderek daha yaygın hale gelmesi, düşük lifli ve yüksek yağlı gıdaların tüketimiyle birleşiyor. Hareketsizlik, obezite ve alkol ile sigara tüketimi gibi faktörler, bu artışta ciddi bir rol oynuyor. Bu işlenmiş et ürünlerinde bulunan koruyucu maddelerin bağırsak hücrelerinde DNA hasarına yol açabileceği belirtiliyor. Zamanla bu tür hasarların kanser oluşumuna zemin hazırlayabileceği vurgulanıyor. Buna karşın, lif oranı yüksek sebzeler, meyveler ve tam tahıllar bağırsak florasını koruyarak sağlıklı hücre gelişimini destekliyor. Uzmanlar, kolon kanserinden korunmanın en etkili yolunun risk faktörlerini azaltmakta yattığını ifade ediyor. İşlenmiş et tüketiminin sınırlandırılması, taze ve doğal gıdaların tercih edilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda fiziksel aktivitenin artırılması, sigara ve alkolden uzak durulması; ideal kiloda kalmak, yeterli uyku düzeni ve stres yönetimi gibi faktörler de bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına yardımcı oluyor. Erken teşhis, kolon kanserinin tedavisinde büyük bir avantaja sahip olduğu için, belirtiler hakkında farkındalık yaratmak büyük önem taşıyor. Sağlıklı bir beslenmenin yalnızca bugünkü sağlığı değil, geleceği de koruyabileceği uzmanlar tarafından sıkça vurgulanıyor. Her bireyin yaşamlarında bu riskleri azaltmak adına adımlar atması gerektiği son derece kritik bir konu olarak öne çıkıyor. Sonuç olarak, işlenmiş etlerin sağlığımıza olan etkileri, yalnızca bireysel sağlık açısından değil, toplum sağlığı açısından da dikkate alınması gereken bir konudur. Uzmanların yaptığı uyarılar, daha sağlıklı bir gelecek için bireylerin bilinçli beslenme tercihleri yapmalarını teşvik etmektedir.