Küresel piyasalarda, ABD ve ticaret partnerleri arasında devam eden tarife müzakerelerinden olumlu sonuçlar alınabileceği iyimserlikleriyle pozitif bir seyir öne çıkıyor.

Küresel piyasalarda şu günlerde, ABD’nin tarife müzakereleri ve ticaret politikalarına dair çıkan haberler yatırımcılar arasında büyük bir iyimserlik yaratmış durumda. Özellikle, ABD'nin ticaret partnerleriyle yürüttüğü müzakerelerde olumlu gelişmelerin yaşanabileceği dedikoduları, piyasalarda pozitif bir hava estiriyor. Ancak bu iyimserliğin altında yatan bazı olumsuz faktörler de mevcut. ABD Başkanı Donald Trump’ın, göreve gelmesinin ardından uygulamaya koyduğu korumacı ticaret politikalarının sonuçları hâlâ belirsizliğini korurken, gelecek hafta açıklanacak olan istihdam ve büyüme rakamları, ABD ekonomisi hakkında daha fazla bilgi sağlayabilir. Bu bağlamda ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in açıklamaları dikkat çekici. Bessent, Çin’in ABD’ye oranla daha fazla mal sattığını ve yüksek tarifelerin sürdürülemez olduğunu vurguladı. Bu açıklama, iki ülke arasındaki ticari gerilimi azaltmanın yalnızca Çin'e bağlı olduğuna dair bir işaret taşıyor. Ayrıca, Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt’in müzakerelerin hızla ilerlediğini belirtmesi, en azından kısa vadede piyasalara destek olacağı umudunu taşımakta. Piyasalardaki pozitif seyir, sadece ABD’nin Çin ile olan müzakereleriyle sınırlı kalmıyor. Avrupa borsalarında da ABD ile AB arasındaki ticaret müzakereleri sonucunda yapılacak anlaşmalara dair bir güven oluşmuş durumda. Avrupa’daki analistler, olası bir ticaret anlaşmasının bölgede risk iştahını artırabileceğini söylüyor. Ancak yine de Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) atacağı adımların, gelecekteki ticaret ilişkilerinde etkili olacağı ön görülebilir. Diğer bir yandan, Rusya’nın Ukrayna Savaşı bağlamındaki durumu da piyasalarda jeopolitik belirsizlikler oluşturmaya devam ediyor. Rusya’nın, 2. Dünya Savaşı’nda zaferin 80. yıl dönümünde geçici ateşkes ilan etmesi, olayların nasıl gelişeceği konusunda dikkatlice izlenmesi gereken bir durum. Son olarak, Borsa İstanbul ve yurt içi ekonomik veriler de dikkatle takip ediliyor. Yatırımcıların gözleri, nisan ayı ekonomik güven endeksi ve işsizlik oranı gibi verilerde olacak. Güçlü verilere duyulan ihtiyaç, Türkiye’nin genel ekonomik durumunu ve piyasalardaki yönü belirlemede önemli bir rol oynayacak. Tüm bu gelişmelerin ışığında, piyasalardaki bu belirsizlik ve ilerleyen süreç, yatırımcı davranışlarını yönlendirebilir.