Kaydedilen makaleler

Henüz yer işaretlerinize herhangi bir makale eklemediniz!

Makalelere göz at
Newsletter image

Bültene Abone Olun

Yeni yazılar, haberler ve ipuçları hakkında bildirim alan 10 bin+ kişiye katılın.

Endişelenmeyin, spam göndermiyoruz!

KVKK Uyumluluğu

Web sitemizde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezleri kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek, Çerez Politikası, Gizlilik Politikası ve Kullanım Koşulları'nı kabul etmiş olursunuz.

KGF Kredileri: 2017'daki Hataların Yeniden Tekrarlanmasından Korkuluyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KGF Kredilerine Dair Açıklamaları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “tulumbaya su dökelim” ifadesiyle gündeme gelen Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri, 2025 yılında yüksek enflasyon ortamında aynı hataların tekrarlanabileceğine dair endişeleri artırıyor. Bu durum, birçok ekonomist ve piyasa katılımcısı tarafından dikkatle izleniyor.

1 Kasım 2017’de, Merkez Bankası Başkan Murat Çetinkaya, kredi genişlemesine ilişkin olumlu beklentiler sunarken, o dönemde Başbakan Binali Yıldırım da KGF kapsamındaki kredilerin kalıcı hale geleceğini duyurmuştu. KGF kredileri, 2017 yılında Türkiye ekonomisinin büyüme oranının yüzde 7.4 olmasında büyük rol oynamış, ancak bu büyümenin enflasyon üzerindeki baskıları göz ardı edilmemişti. O yıllarda piyasalardaki belirsizlik ve uyumsuz söylemler ciddi kaygılara yol açmıştı. Ekonomist Erdal Sağlam, bu sürecin hükümet politikalarının Merkez Bankası ile olan ilişkisini zorlayabilecek düzeyde bir sorun olduğunu vurgulamıştı.

2025 Yılında Yeniden Gündeme Gelen KGF

8 yıl sonra, 22 Mayıs 2025 tarihinde, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın gerçekleştirdiği ikinci Enflasyon Raporu sunumunda, yine benzer ifadelerle kamuoyuna enflasyonun kontrol altına alınacağını belirten açıklamalar yapıldı. Aynı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni KGF paketi hakkında açıklamalar yaptı. Erdoğan, bu adımı atmanın zorunlu olduğunu vurgularken, ilgili bakanlara gerekli uyarılarda bulunduğunu bildirdi. Bu durum, piyasalarda ciddi bir kafa karışıklığına neden oldu ve borsa, KGF ile ilgili haberle birlikte kısa sürede yükselişe geçti.

2017 yılında KGF'nin ortaya çıkışı, yaşanan darbe girişimi sonrasında ekonomiyi canlandırmak amacıyla alınan tedbirlerin bir parçasıydı. Bu dönemde KGF kredilerinin çevrelediği büyüme, siyasi iktidarın referandum sürecinde destek noktasında önemli bir etki yaratmıştı.

KGF Kredilerinin Etkisi ve Eleştiriler

KGF kredilerinin 2017 yılındaki kullanımı, faizlerin yükseldiği ve maliyetlerin arttığı bir ortamda önemli avantajlar sağladı. Ancak, bu kredilerin uzun vadeli enflasyon üzerindeki etkileri tartışma konusu haline geldi. 2017’deki büyüme, beraberinde önemli mali riskler ve enflasyonist baskılar getirdi. Başbakan Yıldırım o dönem, KGF’nin yaratacağı etkilere yönelik tereddütleri gündeme getirirken, zamanının bazı kaygıları haklı çıkardığı belirtiliyor.

KGF'nin 2018 sonrası dönemdeki genişlemesi, referanduma giden süreçte siyasi iktidarın tercihlerini gözeterek sürdürüldü. Ancak bu süreçte yaşanan ekonomik krizler, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve uzun vadeli borç baskıları ekonomide ciddi arayışlara yol açtı. KGF kredileri, çoğu zaman amaç dışı kullanımlar sebebiyle etkisini kaybetti.

Ekonomik Belirsizlikler ve Yeni KGF Paketi

2025 yılında yine aynı beklentiler ve kaygılarla karşı karşıya kalınması, Erdoğan’ın ifadeleriyle birlikte piyasaların geleceğe dair öngörülerinin yeniden şekillenmesine neden oldu. Yeni KGF paketinin geçmiş deneyimlerden nasıl farklı olacağı merak edilirken, enflasyondaki artış ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar potansiyel risk oluşturuyor.

Ekonomik aktörlerin, referandum veya erken seçim senaryolarına dair endişelerinin arttığı bu dönemde, KGF’nin yeniden gündeme gelmesi, dikkatler üzerine çekiyor. TBMM'nin yoğun gündemi içinde, infaz düzenlemeleri ve iş dünyası için kıymetli olabilecek yeni destek paketlerinin ilgileri üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise belirsizliğini koruyor.

Sonuç

Türkiye’nin ekonomik durumu ve KGF kredileri üzerine yaşanacak gelişmeler, piyasa dinamikleri açısından kritik öneme sahip. Uzmanlar, geçmişten alınan derslerin gerektiği gibi değerlendirilememesi durumunda, çok daha derin sorunlara yol açabilecek yorumlarını yapıyorlar.

Tarafsızlık Analizi

Tarafsızlık Puanı:
55/100
Tarafsız Taraflı
Bu haber  14  farklı kaynaktan analiz edilmiştir.
Tarafsızlık Değerlendirmesi: Haber, ekonomik veriler ve siyasi açıklamalar üzerinden geçmişten günümüze bir analiz sunuyor. Ancak, eleştirilerin yoğun bir şekilde vurgulandığı ve endişelerin ön planda tutulduğu imajı yaratması, biraz taraflı bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor. Özellikle geçmiş deneyimlerin olumsuz sonuçlarına yapılan atıflar, yazının genelinde belirgin bir tonda yer almakta.

Bu Makale Hakkında Önemli Sorular

Düşün ve Değerlendir

Bu konuyla ilgili: