Marmaray'da Yer Verme Tartışması Kanlı Bitti: Baba ve Çocukları Korkuyla Ayrıldı

Olayın Ayrıntıları

İstanbul Maltepe’deki Marmaray Süreyya Plajı İstasyonu’nda dün akşam saatlerinde yaşanan talihsiz bir olay, toplu taşıma araçlarında yaşanan şiddeti bir kez daha gözler önüne serdi. İki çocuğuyla birlikte yolculuk eden D.E. (46), bir kadınla yer verme meselesi yüzünden tartışmaya girdi. Tartışmanın büyümesiyle birlikte iki erkek yolcu, olaya müdahale ederek D.E.’ye yumruklu saldırıda bulundu.

Yaşanan arbede sırasında baba D.E. burnundan yaralandı. Korku dolu anlar yaşayan çocuklar, çevredeki diğer yolcular tarafından sakinleştirilmeye çalışıldı. D.E., hastaneye kaldırılmak zorunda kaldı ve burada burnunun kırıldığı tespit edildi.

Gözaltına Alınan Şüpheliler

İlk müdahale sonrasında, D.E. tartışma sonrası olayın duyulması üzerine durumu polise bildirdi. Olayla ilgili olarak İ.A. (22) ve E.D. (50) isimli iki şüpheli kasten yaralama suçlamasıyla gözaltına alındı. Şüphelilerden İ.A., emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. E.D. ise adli makamlara sevk edildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü Açıklama Yaptı

Emniyet Genel Müdürlüğü, olayla ilgili hızlı bir açıklama yaptı. "30.05.2025 günü saat 16.45 sıralarında Maltepe Süreyyapaşa Marmaray İstasyonu’nda çıkan kavga ile ilgili ekiplerimiz hızla olay yerine intikal etmiştir. Yolculuk sırasında çıkan yer verme tartışması kavgaya dönüşmüş, D.E. (46) isimli vatandaşımız darp edilmiştir" ifadelerini kullandı.

Güvenlik Önlemleri ve Kamuoyuna Yansıyan Tepkiler

Olayın ardından, toplu taşıma araçlarında güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğine dair çağrılar yapılmaya başlandı. Yaşanan bu olay, İstanbul’da sıkça karşılaşılan toplumsal olayların ve şiddetin boyutlarını tekrar gözler önüne serdi. Vatandaşların, yer verme konusunda daha dikkatli olmaları ve benzer olaylardan kaçınılması gerektiği vurgulandı.

Olayla ilgili soruşturma sürerken, yaşananların bir daha tekrarlanmaması adına önlemler üzerinde durulması gerektiği ifade ediliyor. Bu tür hadiselerin yaşanmasının önüne geçilmesi için kamuoyunun ve yetkililerin daha duyarlı davranması gerektiği belirtiyor.