Merkez Bankası'ndan Acil Önlemler: Döviz Talebini Sınırlayıcı Tedbirler
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 3 Mayıs 2025 tarihinde açıkladığı "Makroihtiyati Çerçeveye İlişkin Basın Duyurusu" ile dövizden Türk lirasına dönüşü desteklemek amacıyla yeni düzenlemeler getirdi. Bu düzenlemeler, zorunlu karşılık oranlarının artırılması ve ihracat gelirlerinin döviz dönüşüm oranlarının yükseltilmesini kapsıyor.
Alınan Önlemler ve Etkileri
En önemli değişikliklerden biri, döviz tevdiat hesapları için zorunlu karşılık oranlarının 200 baz puan artırılması oldu. Bu durum, piyasalardan yaklaşık 170 milyar TL (4,3 milyar dolar) dövizin çekileceği anlamına geliyor. Ayrıca, yurtiçi yerleşiklerle yapılan bir yıl ve daha kısa vadeli yabancı para cinsinden repo işlemleri için zorunlu karşılık oranları 400 baz puan yükseltildi.
İhracatçıların Merkez Bankası'na döviz bozdurma zorunluluğu da yüzde 25'ten yüzde 35'e çıkarıldı. Bu değişiklik ile birlikte ihracatçıların, 3 ay içinde yaklaşık 2-2,5 milyar dolar fazladan döviz bozdurması bekleniyor. İhracatçılara yönelik kur desteği de artırıldı; bu destek oranı 31 Temmuz 2025'e kadar yüzde 3 olarak belirlendi.
Parasal ve Davranışsal Etkiler
Yapılan önlemlerin hem parasal hem de davranışsal etkileri açısından dikkatli bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Piyasadan toplanacak miktarların, TL mevduat faizleri ile bono ve kredi faizleri üzerinde yukarı yönlü bir baskı yaratması bekleniyor. Bu durum, zaten zor bulunan ve pahalı olan finansmanın daha da kısıtlanmasına yol açabilir.
Ancak, bu önlemlerin esasen döviz talebini azaltıp azaltmadığı, TL’nin risk algısına bağlı olarak değişkenlik gösterecek. TL'de kalmanın riskli olduğu düşüncesi devam ettiği müddetçe döviz talebi sürecek ve bu durum, başta altın olmak üzere diğer varlıkların talebini de artırabilir.
Öneriler ve Nihai Çözüm
Uzmanlarımız, TL tasarrufu caydıran vergilerin kaldırılması, dövizin serbest bırakılması ve TL faiz oranlarının piyasa şartlarına uygun seviyelerde belirlenmesi gibi yapısal tedbirlerin alınması gerektiğini vurguluyor. Nihai çözüm, döviz talebini doğrudan bastırmak değil, TL'nin risk algısını düşürmek ve TL’nin getirisini artırmak olmalıdır.
Bu durumlar dikkate alındığında, TCMB’nin sağlıkla yönetilmesi gereken yapısal reformlar gerçekleştirmesi hayati önem taşımaktadır.
Tarafsızlık Analizi
Bu Makale Hakkında Önemli Sorular

Yorumlar