Nisan Ayında Üretici ve Market Fiyatları Arasındaki Fark %256'ya Ulaştı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, nisan ayı itibarıyla üretici ve market fiyatları arasındaki önemli farklılıkları açıkladı. Yılın bu döneminde, tedarik zincirindeki bozulmalar ve iklim değişikliği etkisiyle birlikte Türkiye genelinde 39 üründen 28'inin fiyatı artarken, 11'inde azalma görüldü. Özellikle havuçta %256'ya varan fiyat farkı dikkat çekti ve bu durumu %230 ile marul, %222 ile kuru soğan, %219 ile kuru fasulye ve %216 ile nohut takip etti. Bu yüksek fiyat farkları, tüketici için bedel ödemekle yanında çiftçi için de sürdürülebilir bir üretim ortamı yaratmayı zorlaştırıyor. Nisan ayında yalnızca marketlerde fiyatı en fazla artan ürün %43 ile karnabahar oldu. Karnabahardaki keskin artışı %28 ile havuç, %22 ile maydanoz, %20 ile limon ve %17 ile marul izledi. Ancak dikkat çeken bir diğer nokta, fiyatı en fazla azalan ürünün %36 ile salatalık olması oldu. Bayraktar, bu durumun sonucunda üreticinin salatalık, patlıcan, sivri biber ve domates gibi ürünlerde birim alandan alınan verimde artış olduğuna değinerek, bunun piyasa fiyatlarına olumlu yansımadığını vurguladı. Kayısı, zirai don afetinden en çok etkilenen meyvelerin başında geliyor. Bu meyvede üretici fiyatlarının %100'e kadar yükseldiği belirtiliyor. Ancak Bayraktar, kayısı üreticisinin elinde sadece %10 civarında ürün kaldığını ve bu nedenle fiyat artışının gelirlerine yeterince yansımadığını ifade etti. Diğer yandan, girdi maliyetlerinde de özellikle elektrikte %47,8 oranında bir artış olduğu gözlemlendi ki bu durum, çiftçilerin üretim üzerinde ek bir baskı oluşturmakta. Sonuç olarak, meyve ve sebze fiyatlarındaki bu dalgalanmalar, hem tüketiciler hem de üreticiler için ciddi sorunlar yaratıyor. Üretim maliyetlerindeki artışlar sürdürülebilir tarım uygulamalarını tehdit ederken, çiftçilerin bu olumsuz etkilerden nasıl kurtulacağı merak ediliyor. Hem gıda güvencesi hem de ekonomik istikrar açısından, bu dengenin bir an önce sağlanması gerektiği kanaatindeyim. Gıda enflasyonu, yalnızca fiyat artışlarıyla değil, aynı zamanda üretim kapasitesinin de düşmesiyle doğrudan ilişkilidir; bu nedenle hükümetlerin tarım politikalarını gözden geçirmesi kritik önem taşımaktadır.