Otomotiv sektörü, mayıs ayına sert fiyat artışlarıyla başladı

Mayıs ayı itibarıyla otomotiv sektöründe yaşanan fiyat artışları, tüketicilerin bütçesini derinden etkilemeye devam ediyor. 16 farklı otomobil markası ortalama yüzde 6 ile yüzde 2 arasında fiyat artışı yaparken, bazı modellere yapılan zamlar yüzde 10'a kadar varıyor. Özellikle, en düşük aracın fiyatı 1.2 milyon liraya yükseldi ve 22 modelde 1 milyon liranın üzerinde fiyat farkı oluştu. Bu hem üretim maliyetlerindeki artışı hem de döviz kurlarındaki dalgalanmaları yansıtan bir tablo sunuyor. Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın, döviz kurundaki artışın otomobil fiyatlarındaki zamlarla orantısız olduğunu belirtiyor. Nisan ayında Euro/TL kuru ortalama 42.75 TL seviyesindeydi fakat otomobile yapılan zamlar, bu oranın çok üzerinde. Yalçın, fiyat artışlarının yalnızca döviz kuruna bağlı olmadığını, ayrıca artan üretim ve lojistik maliyetlerinin de belirleyici rol oynadığını ifade ediyor. Otomobil fiyatlarını etkileyen bir başka faktör ise ÖTV dilimleri. Yalçın, yapılan her zamın bazı modellerin bir üst vergi dilimine geçmesine neden olabileceğine dikkat çekiyor. Bu durum, kritik eşiklerde yer alan araçların fiyatlarının yalnızca küçük bir zamla bile ciddi oranda artabileceğini gösteriyor. Yapılan analizler, önceki dönemlerde yaşanan dalgalanmaların sürdüğünü ve önümüzdeki dönemde de fiyat artışlarının süreceğini öngörmek için yeterli veriye sahip olduğumuzu ortaya koyuyor. İkinci el otomobil piyasası ise mayıs ayında durağan bir seyir izliyor. Yalçın, nisan ayına göre fiyatların değişmediğini ancak genel ortalamada yüzde 1.5'lik bir artış gözlemlendiğini aktarıyor. Tüketiciler, 'fiyatlar daha da düşer mi?' kaygısıyla alım kararlarını erteliyor. Yatırım amaçlı araç alımları da azalmış durumda. İkinci el araçların pazarda kalma süresi 40 güne kadar çıkmış durumda, bu da piyasanın ciddi bir dönüşüm sürecine girdiğini gösteriyor. Özetle, otomotiv sektörü, sadece dış etkenlerden değil, iç dinamiklerden de etkilenerek büyük zorluklarla karşı karşıya. Bu durum, fiyat artışlarını tetikleyerek otomobillere olan talebi azaltıyor ve özellikle orta gelir grubundaki aileler için araç sahibi olmayı zorlaştırıyor. Ekonomik belirsizlikler, yükselen enflasyon ve Tüketici Fiyat Endeksi verileri tüm bu tabloyu etkilemekte. Sonuç olarak, otomotiv firmalarının fiyat politikalarının, hem döviz kurlarındaki dalgalanma hem de iç maliyet artışları ile sıkı bir ilişki içinde olduğu ortaya çıkıyor. Eğer bu süreç, ÖTV ve düzenlemeleri ile desteklenmezse, tüketiciler önümüzdeki dönemde daha fazla zorluk ile karşılaşabilir.