Papa Franciscus'un Cenazesi ve Tarihi Anlamı

Papa Franciscus, 88 yaşında geçirdiği felç ve kalp durması sonucu hayatını kaybetti. Tarihteki ilk Papa olma sıfatını taşıyan Franciscus'un vefatı, dünya genelinde gerek Katolik toplumu gerekse siyaset dünyası tarafından derin bir üzüntüyle karşılandı. Cenaze töreni öncesinde Papa’nın naaşı, Aziz Petrus Bazilikası'na taşındı ve burada uzun kuyruklar oluştu. Açık bir tabutta yatan naaşı, kardinaller ve Latince ilahiler eşliğinde törenle ziyaretçilerin veda etmesi için hazırlanmıştı. Cenaze töreni Cumartesi günü Aziz Petrus Meydanı'nda yapılacak ve 200 bin kişilik bir katılım öngörülüyor. Katılacak dünya liderleri arasında ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz gibi isimler bulunuyor. Ancak, dikkat çekici bir ayrıntı olarak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin törne katılmayacak. Papa Franciscus'un vasiyetine göre, cenaze töreni sade bir biçimde gerçekleştirilecek. Diğer papaların aksine, üzerinde yalnızca 'Franciscus' yazılı, özel süslemelerden uzak bir mezara gömülmek istedi. Bunun yanı sıra, cenaze masraflarının bir hayırsever tarafından karşılanması, onun alçakgönüllü kişiliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Papa’nın ölümünün ardından, cenaze sırasında Vatikan protokollerinin de gözetileceği belirtildi. Papa’nın mühür yüzüğünün, vefatından sonra imha edilmesi ise geleneksel bir uygulama olarak devam edecek. Bu süreç ve yeni Papa'nın seçileceği günler, Katolik dünyası için tarihi bir dönüm noktası oluşturacak. Cenaze töreni sürecinde, başta Trump olmak üzere bazı dünya liderlerinin katılımları, sosyal medyada farklı tartışmalara yol açtı. Trump’ın ‘sabırsızlıkla bekliyoruz’ ifadesi ise, bazı kullanıcılar tarafından eleştirilerek uygun bulunmadı. Ayrıca, Franciscus'un geçmişte özellikle göçmenlikle ilgili politikaları nedeniyle bazı siyasi liderlerle çatıştığı biliniyor. Kendisi, kiliseye yönelik reformlar ve yoksulları savunarak, birçok tartışmalı konuya dair net duruş sergiledi. Sonuç olarak, Papa Franciscus'un cenaze töreni sadece Katolik dünyası için değil, aynı zamanda uluslararası siyasette de önemli bir olay olarak tarihi kitaplara geçecektir. Yeni seçilecek papa, bu noktada Franciscus’un reformcu mirasını sürdürebilecek mi, yoksa gelenekçi bir çizgiye mi yönelecek soruları, tüm Katolikler ve dünya kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.