İstanbul'da yapılacak barış görüşmelerinin hemen öncesinde, Rusya, ülke genelindeki altı stratejik askeri üssüne yönelik bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Ukrayna'nın 'Örümcek Ağı Operasyonu' adını verdiği çok katmanlı saldırı, Sibirya dahil olmak üzere kritik bölgelerde gerçekleşti ve Rusya’nın nükleer kapasitesini önemli ölçüde tehdit etti.
Saldırıda, nükleer başlık taşıyabilme kapasitesine sahip beş veya altı stratejik uçağın, üslerin yakınındaki kamyonlardan fırlatılan insansız hava araçları (drone) ile imha edildiği bildirildi. Uzmanlar, bu uçakların Rusya'nın nükleer stratejisinde kritik önemde olduğunu vurguladı.
Bu olayın, Japonya'nın II. Dünya Savaşı sırasında ABD’ye yaptığı Pearl Harbor baskınına benzer bir etki yaratabileceği ifade ediliyor. Özellikle, saldırının yalnızca birkaç gün sonra barış görüşmelerinin yapılacağı İstanbul'da meydana gelmesi, durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
Kiev, saldırıyı üstlenirken, Rusya tarafının dikkatleri İngiltere’ye çektiği öne sürülüyor. Saldırının bu kadar kapsamlı bir şekilde hazırlanmış olması, Batılı istihbarat organizasyonlarının desteğini gerektiriyor gibi görünüyor. Ancak, ilginç olan bir başka husus, ABD’nin de bu saldırıya dair bilgi sahibi olup olmadığının sorgulanmasıdır.
ABD merkezli Axios haber ajansı, saldırılara dair Beyaz Saray'ın bilgisinin olduğunu öne sürdü, ancak devamında gelen yalanlamalar bu durumu karmaşıklaştırdı. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yaptığı açıklamalar da bu durumu destekler nitelikte. Trump, Rusya’nın karşısında 'kötü şeyler' olabileceğini belirtmişti.
Bununla birlikte, Almanya Başbakanı Merz’in, Ukrayna’ya maksimum menzil kısıtlaması olmadan füzeler sağlayacağı yönündeki açıklamaları Trump’ın onayıyla gerçekleştiği iddia ediliyor. Avrupa'nın savaşın sürmesi ve genişlemesi konusundaki rolü, Berlin, Londra ve Paris’in stratejik ortaklıklarıyla önemli bir şekilde ortaya çıkıyor.
Kremlin’in saldırıya yönelik sessizliği dikkat çekerken, medya olayı görmezden gelmeye devam ediyor. Ancak Rus düşünce kuruluşu RUSSTRAT’ın direktörü, bu saldırıların ulusal güvenlik açısından ciddi bir ihlal olduğunu belirterek yorumladı. Ayrıca, Putin’in bir karşı tetikleme yapabileceği ve daha radikal önlemler alacağı dile getiriliyor.
İlk tahminler, Ukrayna’nın ağır şekilde hedef alınacağı yönünde. Ülkenin lideri Zelensky’nin durumu ise belirsiz. Uzmanlar, muhtemel bir ortadan kaldırma durumunun gündeme gelebileceğini ifade ediyor. Ayrıca Avrupa'nın, savaşı büyütme konusunda kesin bir stratejisi olduğu düşünülüyor.
Savunma Bakanı John Healey’nin yaptığı açıklamalara göre, İngiltere, olası bir çatışmaya hazırlık yapıyor. Dolayısıyla, bu gelişmeler, küresel çapta gereksiz bir savaşı tetikleyebilir. Rusya’nın askeri kapasitesinin dibe vurması, Putin’in daha güçlü bir askeri yanıt verme durumunu kaçınılmaz hale getirebilir.
Sonuç olarak, bu saldırılar; Rusya’nın uluslararası ilişkilerinde bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Ancak, tüm bu gerginlikler, ülkeler arasındaki diplomatik ilişkileri ve barış süreçlerini daha da karmaşık hale getirebilir.
Tarafsızlık Analizi
Bu Makale Hakkında Önemli Sorular
