10. Yargı Paketi olarak bilinen infaz düzenlemesi, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu düzenleme, 19 bin 800 kişiye tahliye imkânı tanıyarak, Türkiye’deki cezaevlerinde önemli bir değişimin başlangıcını işaret ediyor. İlk tahliyelerin başladığı yer ise Ankara Sincan Cezaevi oldu.
Yasanın resmi olarak yürürlüğe girmesiyle birlikte mahkum yakınları cezaevine akın etmeye başladı. Oğlunun tahliyesini bekleyen Şevket Bulut, bu durumdan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, “Sevinçliyiz, mutluyuz. Benim bir oğlum daha içeride. İnşallah o da yakın zamanda çıkar,” dedi. Bulut, diğer ailelere de sabırlı olmaları ve birbirlerine destek olmaları yönünde tavsiyelerde bulundu.
Tahliye olan Ümit Aytekin ise cezaevinde uzun zaman geçirmiş bir mahkum olarak, tahliye olmanın kendisi üzerinde yarattığı duyguları paylaşarak, “Ben iki aylık cezamı yatsam ne olur, yatmasam ne olur? Biz sohbet ederek, volta atarak onu bitirirdik,” dedi. Ancak yıllarca sevdiklerinden uzak kalmanın zorluklarına da dikkat çeken Aytekin, “Çoluğuna, çocuğuna, eşine, annesine, babasına hasret insanları düşünürken bizim çıkıp da sevinmemiz kendi kişiliğimce hüsrana uğrardım,” diye konuştu.
Cezaevindeki koşullara dair de önemli bilgiler veren Aytekin, kaldığı koğuşta kapasitenin üç katı kadar fazla mahkum bulunduğunu belirtti. “21 kişilik kapasitesi olan koğuşta 65 kişinin yatması çok büyük sorun. Her şey kısıtlı,” şeklinde ifadelerde bulundu.
10. Yargı Paketi’nin yürürlüğe girmesi, cezaevlerindeki aşırı kalabalıkları ve ilgili sorunları gündeme taşımakla birlikte, tahliye olan mahkumların ve ailelerinin umutlarını da yeşertiyor. Her ne kadar bazı kişiler bu durumdan mutluluk duysa da, diğer taraftan cezaevindeki insanlık hali ve karşılaşılan zorluklar göz önüne alındığında toplumda karmaşık duyguların varlığı dikkat çekiyor.
Tarafsızlık Analizi
Bu Makale Hakkında Önemli Sorular
