TCMB Başkanı Karahan: Yeniden dolarizasyon riski kararlı sıkı politika ile önlendi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Washington'da düzenlenen etkinlikte yaptığı "Türkiye’de Para Politikası ve Enflasyon Görünümü" başlıklı sunumda, Türkiye'nin para politikası ve enflasyon ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Karahan, yeniden dolarizasyon riskinin kararlı sıkı politikalar ile önlendiğini ifade ederek, fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikasının sürdürülmesi gerektiğinin altını çizdi. Başkan Karahan, sunumunda dezenflasyon sürecinin devam ettiğini belirtirken, bunun yanında risklerin hâlâ canlı olduğunu da vurguladı. Para politikalarının proaktif bir duruş sergilediğini belirten Karahan, "Döviz geçişkenliği mütevazıdır ve fiyatlama davranışındaki iyileşmeyi yansıtır. Düşen petrol fiyatları enflasyon düşüşünü desteklese de küresel ekonomik görünüm belirsizdir" ifadelerini kullandı. Sıkı para politikası duruşunun iç talepteki ılımlılık, Türk lirasındaki reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki iyileşme yoluyla dezenflasyon sürecini güçlendireceğini belirten Karahan, maliye politikasının artan koordinasyonunun da bu sürece katkıda bulunacağını ifade etti. Karahan, aynı zamanda TCMB’nin son toplantısında politika faizini yüzde 42'ten yüzde 46'ya yükselttiğini hatırlatarak, enflasyon görünümünde önemli ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşunun sıkılaştırılacağını vurguladı. Öte yandan, Başkan Karahan'ın özellikle değişen küresel likidite koşullarının Türkiye'nin para politikası üzerindeki etkilerine de değinmesi önemliydi. Türkiye'nin son iki yılda bu koşullara karşı önemli bir dezenflasyon sürecinden geçtiğini ve bunun iç dinamiklerle birlikte dalgalı küresel durumdan etkilendiğini belirtmesi, ekonomik durumun karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Karahan’ın açıklamaları, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir bir krize girmesi riskini azalttığını; ancak enflasyon seviyesinin hala yüksek olduğu gerçeğiyle birlikte zorlukların da devam ettiğini gösteriyor. Parasal sıkılaştırmanın etkili olması için güvenin yeniden tesis edilmesi gerekli. Bu bağlamda, Türk lirasının değer kazanması ve piyasa güveninin artması, Türk ekonomisinin geleceği açısından umut verici bir durum olarak değerlendirilebilir. Genel olarak, TCMB Başkanı’nın sunumu, sıkı para politikalarının temel etkilerini ve zorluklarını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Ancak, bu sıkılaşmanın sürdürülebilir olup olmayacağı ve enflasyonun gerçekten tek haneli rakamlara düşüp düşmeyeceği de merak konusu. Sonuç olarak, Karahan’ın ifade ettiği gibi ülkenin ekonomik hedeflerine ulaşabilmesi için sıkı para politikalarının kalıcı olması, mali disiplinin sağlanması ve yapısal reformların gerçekleştirilmesi elzemdir.