Tekirdağ'da Hastanede 2 Yaralı Bulunuyor

23 Nisan 2025 tarihinde saat 12.49'da İstanbul'un Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, Marmara Bölgesi'nde geniş bir alanda hissedildi. Tekirdağ'da, depremin ardından acil durum müdahale ekipleri hemen harekete geçti ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) tarafından kriz merkezi kuruldu. Bu merkezde, Tekirdağ Valisi Recep Soytürk başkanlığında toplanarak durumu değerlendiren ekipler, basına yaptıkları açıklamada, deprem sonucunda 2 kişinin hastanede tedavi altında olduğunu duyurdu. Diğer 26 vatandaşın ise panik nedeniyle farklı yaralanmalar yaşadığı belirtildi. Açıkladıkları verilere göre, bu kişilerin hayati tehlikeleri bulunmadığı ve tedavilerinin sürdüğü vurgulandı. Özellikle depremin ardından hastanelere başvuranların çoğunun durumu stabil. Yetkililer, depremin ardından herhangi bir can kaybı yaşanmadığını ve yapısal hasarların meydana gelmediğini açıkladı. Tekirdağ'daki binalara ilişkin hasar ihbarlarının değerlendirilmesi sürüyor. Enerji, su ve doğal gaz altyapısında ciddi bir bozulma olmadığı ifade edilirken, Genel hayatı etkileyen bir olumsuz durum yaşanmadığı bilgisi verildi. AFAD'dan yapılan çağrı ile vatandaşlardan hasar görmesi muhtemel binalara girmemeleri istendi ve 112 Acil Çağrı Hattı'nın 24 saat hizmet verdiği hatırlatıldı. Analiz açısından incelendiğinde, Türkiye’nin deprem kuşağında yer alması dolayısıyla bu tür olayların sık yaşandığı bir gerçektir. Marmara Bölgesi, sık sık depremlerle sarsıldığından dolayı, yüzden hazırlık ve müdahale mekanizmalarının etkin bir şekilde çalışıyor olması hayati bir önem taşımaktadır. Valilik ve AFAD’ın krize müdahalesi, hem acil durum yönetimi politikalarının ne kadar yerinde uygulandığını gösterirken, hem de kamuoyunu bilgilendirme konusundaki şeffaflıkları dikkat çekicidir. Öte yandan çeşitli sosyal medyada yapılan yorumlara bakıldığında, bazı vatandaşların zorunlu haller dışında iletişim hatlarını kullanmamaları yönünde yapılan çağrılara riayet etmediği gözlemlenmektedir. Durum karşısında toplumsal bir panik hali yaşanması, halkın bu tür olaylara alışkın olup, tedbir almayı öğrenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Son derece önemli olan bir diğer konu ise, yerel yönetimlerin ve AFAD’ın halkı bilgilendirme ve gereksiz panik yaratmama konusundaki çabalarıdır. Yine, yaşanan bu depremin ardından gelen artçı depremlerin sayısı endişeye yol açarken, uzmanlar tarafından yapılan açıklamalar ile bunun üstesinden gelinmeye çalışılmaktadır. Toplumda depremlere dair bir bilinç oluşturmak, gelecekte olası durumları daha kolay yönetme imkanı sağlar. Toplumun bu tür olaylara verdiği tepki ve panik hali, doğal afetlerdeki görünmeyen yüzüydü. Yarar, zararı ve yönetimi hakkında sağlıklı bilgi akışının sağlanması, kamu sağlığı açısından da büyük önem taşımaktadır.