Trump yönetimi, Bitcoin’i altın gibi değerlendirme sinyalleri veriyor; bu yaklaşımın GSYH ve ticaret dengesi gibi ekonomik göstergeleri nasıl etkileyebileceği merak ediliyor.

Son dönemde Bitcoin ve kripto para birimlerine yönelik yaklaşımlar, Amerika Birleşik Devletleri'nde dikkat çekici bir değişim göstermekte. Eski başkan Donald Trump’ın yönetiminin, Bitcoin’i klasik bir para birimi yerine altın veya petrol gibi bir emtia olarak değerlendirme sinyalleri vermesi, hem finansal piyasalarda hem de genel ekonomik çerçevede etkiler yaratabilir. ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick’in yaptığı açıklamalar, bu değişimin en önemli işaretlerini barındırıyor. Lutnick, Biden dönemindeki kripto para karşıtı politikaların sona erdiğini ve Trump hükümetinin dijital varlıklara daha açık bir tutum sergilediğini ifade etti. Böyle bir yaklaşım, Bitcoin’in hem alım-satım hem de elde tutma alanlarında daha yaygın bir şekilde kullanılmasına olanak tanıyabilir. Lutnick’in altını çizdiği gibi, eğer Bitcoin resmi olarak bir emtia olarak tanınırsa, bu durum ABD’nin ticaret dengesi, GSYH ve genel ekonomik istatistikler üzerinde önemli etkilere yol açabilir. Bitcoin’in, altın gibi sınırlı bir arzı olduğu gerçeği, onu emtia olarak değerlendirmeye yönlendiren temel unsurlardan biri. Bu noktada, Lutnick'in “kimse petrol ya da altın satılmasına karışmıyor, Bitcoin için de aynı olmalı” ifadesi, Bitcoin’in geleceğini şekillendiren düşünceler arasında yer alıyor. Bunun dışında, ABD Ekonomik Analiz Bürosu’nun Bitcoin’in ticaret dengesi ve GSYH gibi istatistiklerde nasıl ele alınabileceğine dair bir çalışma yürütmesi, bu değişimin ne kadar ciddi bir şekilde gündeme alınmakta olduğunu kanıtlıyor. Lutnick ayrıca, bu yeni tanımlamaların vatandaşların Bitcoin’in ekonomi içindeki rolünü daha iyi anlamalarına yardımcı olabileceğini vurguladı. Ancak, Trump yönetiminin henüz bir Bitcoin rezervi olup olmadığına dair kesin bir bilgi verilmemesi, yatırımcılar ve piyasa katılımcıları için belirsizlik oluşturmaktadır. Trump’ın Bitcoin konusundaki destek sözü verdiği, fakat bu durumun ne zaman somut bir biçimde hayata geçeceği merak ediliyor. Lutnick, yönetimin bu konuda açıklama yapmaya hazır olduğunu belirtti ancak bu bilgilendirmenin ne zaman yapılacağı belirsiz. Son olarak, Trump’ın göreve dönüşünün ilk 100 gününün, ‘Amerikan Büyüklüğünü Güvence Altına Alma’ teması etrafında şekillenmesi, Bitcoin ile ilgili politikaların bu sürede daha görünür hale geleceği yönünde spekülasyonlara neden olmaktadır. Polymarket gibi tahmin platformları, bu süreçte Bitcoin ile ilgili bir rezervin açıklama ihtimalini %6 olarak değerlendirirken, bu oran bile ilgiyi artırmaktadır. Özetle, Trump yönetiminin Bitcoin’e yönelik bu yeni yaklaşımı, yatırımcılar tarafından yakından takip edilecek gibi görünüyor. Altın gibi emtia olarak değerlendirme çabaları, Bitcoin’in finansal sistem içindeki rolünü yeniden tanımlama fırsatı sunabilir ancak belirsizliklerin devam etmesi, piyasaların ve yatırımcıların temkinli olmasını gerektiriyor.