Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk lirasına geçişi hızlandırmak ve finansal istikrarı güçlendirmek amacıyla yeni makroihtiyati düzenlemeleri hayata geçirdi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), döviz talebini azaltmak ve Türk lirasına geçişi desteklemek amacıyla yeni makroihtiyati önlemler aldığını açıkladı. Uzmanlar, bu önlemlerin teknik müdahalelerin ötesinde, Türkiye'nin ekonomik kırılganlıklarının da bir yansıması olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Bu bağlamda, makroekonomi analisti Prof. Dr. Selva Demiralp, TCMB'nin son düzenlemelerinin, para politikası üzerindeki baskıların arttığını ve Merkez Bankası’nın manevra alanının daraldığını vurguladı. 'Rasyonel politikalar ancak rasyonel bir zeminde uygulanabilir' ifadesiyle, Merkez Bankası'nın durumunun sürdürülebilirliğinin sorgulandığına dikkat çekti. Özellikle bankacılık sektöründe süregelen sıkı para politikalarının, kredi büyümesi ve likidite sıkıntılarına yol açtığını belirten Demiralp, mevcut ekonomik koşullarda daha fazla kemer sıkmanın mala maliyetler getireceğini ifade etti. Siyasi istikrarsızlığın ekonomik sonuçlarının kalıcı hale geldiği ve yapısal reform eksikliği ile kurumsal zemin eksikliğinin makroekonomik dengeyi bozduğu da dikkat çeken unsurlar arasında. Hükümetin 'rasyonel zemine dönüş' ve parasal sıkılaştırma adımlarının ardından, kredi arzının yavaşlaması ve iç talebin daralması, ekonominin üzerindeki baskının arttığını gösteriyor. 19 Mart'tan itibaren swap hariç net rezervlerdeki kaybın 49 milyar dolara ulaştığını belirten uzmanlar, bu gidişatın önümüzdeki günlerde daha fazla tartışma yaratacağını öngörüyorlar. TCMB’nin TL’ye geçişi teşvik etmek için uyguladığı yeni düzenlemeleri gereğince, yabancı para mevduat için zorunlu karşılık oranları 200 baz puan artırıldı. Bunun yanı sıra, TL mevduatın artışını teşvik etmek amacıyla da bazı ilave önlemler de devreye girdi. Ancak, bu tedbirlerin piyasa üzerindeki etkileri ve döviz talebini durdurup durduramayacağı belirsizliğini koruyor. Ekonomi camiasında özellikle, Merkez Bankası'nın böyle teknik adımlarının ekonomik sorunları çözüp çözemeyeceği konusunda tartışmalar sürerken, piyasalar bu durumu yakından takip ediyor. Bu süreç içinde, alınan ekonomik tedbirlerin uzun vadeli etkilerinin gözlemlenmesi, Türkiye'nin ekonomik sağlığı açısından kritik önem taşıyacak. Uzmanlar, mevcut ekonomik durumu iyileştirmek için hızlı ve kapsamlı bir programın gerekliliğine dikkat çekiyor.