Türkiye Ekonomisinde Derinleşen Kriz ve Yeni Dönem Tartışmaları
Son yıllarda Türkiye ekonomisi, özellikle enflasyon ve işsizlik oranlarının tırmandığı bir döneme girmiştir. Mayıs 2024’te enflasyon yüzde 75.45 ile zirve yaparken, bu rakamın yüzde 37.86’ya düşmesi, ekonomik sorunların çözümüne dair kamuoyundaki umutları zayıflatmış durumda. Milyonlarca çalışan, emekli ve dar gelirli, bu politikaların temel bedelini ödeyen kesim oldu.
Ülkede sıkı para politikaları ve yönetim anlayışının sonuçları, iş dünyasında da iflaslar ve kapamalarla kendini gösterdi. Geçtiğimiz yılın ilk dört ayında 14.202 şirket kepenk kapadı ve ilan sitelerinde 2.788 satılık fabrika yer aldı. Bu durum, iş dünyasında bir çıkmaza girmeye başlayıldığının ve ekonomik çöküşün ayak seslerinin duyulduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz haftalarda Kredi Garanti Fonu (KGF) üzerinden yaptığı açıklamalar, firmaların istihdamını korumakta yeterli olmayacağı yönünde eleştiriler aldı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, KOBİ’ler için toplamda 25 milyar TL’lik bir destek paketi açıkladı. Ancak mevcut sistemin yarattığı güvensizlik ve belirsizlik ortamı, iş insanları arasında endişe yarattı.
Öte yandan, Nihat Zeybekci gibi yetkililerin yüksek faiz oranlarına dair açıklamaları da dikkat çekiyor. Zeybekci, yüksek faizlerin yatırım önündeki en büyük engel olduğunu vurguladı. Şirketlerin yatırım iştahında yaşanan düşüşler, sanayi ve teknoloji alanında teşviklerin envanterini olumsuz etkiliyor. Yılın ilk çeyreğinde alınan yatırım teşvik belgesi sayısında %15.5 düşüş yaşandı.
Bu çalkantılı süreçte iş dünyası, Şimşek’in liderliğindeki ekonomik programın tutarlılığı ve olumlu sonuçlar elde etmesi için beklemekte. Ancak son günlerde iş ortamında yaşanan değişkenlik ve belirsizlikler, piyasalarda derin bir tedirginlik yaratıyor. Ekonomik gidişat hakkında yapılan değerlendirmelerde ise Şamil Tayyar gibi uzmanlar, yüksek faizlerin ciddi bir sorun teşkil ettiğini belirtiyor.
Tüm bu gelişmeler, Yeni Şafak gazetesinin Şimşek’in ekonomi politikalarını eleştirmesiyle daha da alevlendi. Gazetenin “Ekonomide Rasyonel Çöküş” manşeti, iktidar içindeki ayrılıkların ve politikaların yetersizliğinin bir ifadesi olarak yorumlandı. Şimşek’in uyguladığı para politikası ile ilgili artan tartışmalar, muhalefet ve iktidar yararına yeni bir denge arayışı sürecini beraberinde getiriyor.
Temmuz ayında yapılacak zamlar ve enflasyon oranının belirlenmesi, emeklilerin geçim mücadelesinde ciddi bir etki yaratacak. Mevcut durumda en düşük emekli maaşı 14.469 TL, asgari ücret ise 22.104 TL düzeyinde kalmış durumda. Temmuz ayı için yapılacak olası ara zam beklentisi, halkın yaşam standartları üzerinde büyük bir etki yaratması bekleniyor.
Bütün bu durumlar Türkiye’nin ekonomik görünümünde belirsizlikler yaratırken, iktidar içindeki güç savaşları ve eleştiriler, ekonomi politikalarının geleceği üzerine ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor.
Tarafsızlık Analizi
Bu Makale Hakkında Önemli Sorular
