Türkiye, İspanya, Almanya, Hollanda ve Belçika'da eş zamanlı gerçekleştirilen "Orkinos-Bulut" operasyonunda, 4 farklı suç örgütünün uyuşturucu madde sevkiyatlarının deşifre edilmesine yönelik detaylara ulaşıldı

Son günlerde Türkiye ve Avrupa'nın bir dizi önemli şehirlerinde gerçekleştirilen "Orkinos-Bulut" operasyonu, uluslararası uyuşturucu ticaretinin boyutlarını gözler önüne serdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Aklama Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen bu soruşturma, suç örgütlerinin faaliyetlerini ve bunların nasıl işlediğini detaylı bir şekilde ortaya koymaktadır. Operasyon sırasında en dikkat çekici noktaların başında, suç örgütlerinin iletişim kurmak için kullandıkları kriptolu haberleşme sistemi SKY ECC'nin deşifresi gelmektedir. Kullanıcıların gizliliğini korumak için özel olarak geliştirilmiş cihazlar üzerinden çalışan bu sistemin ele geçirilmesi, suç örgütlerini devam eden faaliyetleri açısından büyük bir darbe niteliği taşımaktadır. Soruşturmanın ortaya koyduğu delillere göre, Urfi Çetinkaya liderliğindeki suç örgütü, SKY ECC üzerinden uluslararası uyuşturucu ticareti ve kara para aklama faaliyetlerinde bulunmuş. Bu örgüt, İran ve Afganistan'dan temin ettikleri uyuşturucu maddeleri Avrupa'ya ulaştırmak için karmaşık bir işlevsel yapı kurmuş. Özellikle, Urfi Çetinkaya'nın ölümünden sonra bile bu yapının işlemeye devam ettiği görülmektedir. Diğer bir taraftan, Mehmet Unal, Naci Yılmaz-Abdullah Alp Üstün ve Haluk Şahin Çoruh gibi diğer örgüt liderleri de bu kapsamda dikkat çekmektedir. Bu kişilerin, uluslararası suç organizasyonlarıyla koordineli olarak çalıştıkları ve uyuşturucu sevkiyatlarını organize ettikleri tespit edilmiştir. Öne çıkan başka bir unsur ise, bu suç örgütleri arasındaki iletişimin SKY ECC aracılığıyla düzenli ve etkili bir şekilde sağlanmasıdır. Yani, bu sistemin ele geçirilmesi, sadece tek bir suç örgütünü değil, çok sayıda suç girişimini de hedef almıştır. Türkiye'deki güvenlik birimleri, bu operasyonla birlikte yalnızca uyuşturucu ağlarını değil, aynı zamanda bu ağların işleyiş biçimlerini ve finansal yapısını da çözmeyi hedefliyor. Uyuşturucu ticareti, yalnızca suç gelirlerinin elde edilmesiyle sınırlı kalmamakta, aynı zamanda kara para aklama gibi suçlarla da ilişkilendirilmektedir. Soruşturma, suç gelirlerinin Türkiye'nin finansal sistemine entegre edilerek aklandığını da vurgulamaktadır. Bu tür operasyonlar, toplum için büyük bir tehdit oluşturan uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede önemli adımlar atıldığını göstermektedir. Ancak, yerel halkın bu konudaki endişeleri de göz ardı edilmemelidir. Uyuşturucu ticaretinin topluma olan etkileri, yalnızca ekonomik boyutla sınırlı kalmayıp, sosyal ve psikolojik açıdan da ciddi yaralar açmaktadır. Güvenlik güçlerinin bu tür operasyonları sürdürmesi elbette önemlidir, fakat sorunların kökenine inmeden yapılan bu operasyonların kalıcılığı sorgulanabilir. Ülkemizdeki gençlerin uyuşturucuya yönelmesini engellemek için daha bütünsel, toplumsal ve eğitimsel yaklaşımlar da gerekli hale gelmektedir. Son olarak, uyuşturucu ticaretiyle mücadelede atılan bu adımlar, uluslararası işbirliğinden geçmektedir. Avrupa'daki farklı ülkelerle yürütülen ortak operasyonlar, kaçakçılıkla mücadelede uluslararası dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Operasyonların devam etmesi ve toplumsal farkındalığın artması, birlikte yaşadığımız bu sorunu çözmede büyük bir adım olacaktır.