Ukrayna savaşının bitirileceğine dair ABD Başkanı Donald Trump’ın estirdiği havanın kısa sürede gerçeğe dönüşmesinin şartları her geçen gün zorlaşıyor

Ukrayna savaşının bitirilmesi yönündeki çabalar, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın politikaları ile birlikte tartışmalı bir hal almış durumda. 20 Ocak’ta göreve başlayan Trump, Rusya lideri Vladimir Putin ile direkt temas kurarak durumu değiştirme çabasında olduğu belirtiliyor. Ancak Trump’ın süreçte Avrupa ülkelerini devre dışı bırakma isteği, pek çok yönüyle eleştiriliyor; zira, bu yaklaşım yalnızca ABD’nin perspektifinden bir çözüm öneriyor. Beyaz Saray’ın ileri sürdüğü altı maddelik ‘barış planı’, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy tarafından reddedilme durumunda kalarak ciddi bir tepki aldı. Zelenskiy’nin ‘toprak kaybı üzerinde konuşulacak bir şey yok’ şeklindeki duruşu, ABD’nin önerilerine karşı Avrupa ülkelerinin de tavrını şekillendiriyor. Almanya, Fransa ve İngiltere’nin topluca karşı çıktığı bu durum, Kırım ve diğer işgal altındaki bölgelerin Ukrayna’ya ait olduğu konusundaki net duruşlarıyla bir araya geliyor. Ayrıca, Ukrayna halkının savaş sonrası barış isteği ve bunun karşısındaki proaktif tutum, kendini anket sonuçlarında da gösteriyor. Anket verileri, toprak tavizi vermeye yanaşan Ukraynalıların oranının artışını gösteriyor. Bu durum, özellikle savaşın getirdiği yıkım ve kayıplar karşısında barış arayışının arttığını ortaya koyuyor. Ancak Zelenskiy ile Trump’ın yapacağı görüşmelerde önerilen şartların ağır yükler barındırdığı görmek mümkün. Trump’ın Zelenskiy’ye yönelik eleştirileri ve baskıları, barış müzakerelerini olumlu bir zemin üzerine taşımaktan uzak biçimde devam ediyor. Sonuç itibarıyla, mevcut durum, her iki tarafın da taleplerinin birbirine uzak olduğu bir durumu yansıtmakla birlikte, Ukrayna halkının savaşın sona ermesi yönündeki ısrarı, gelecekte yaşanacak süreçleri belirleyecek gibi görünüyor. Türkiye’den, Avrupa’ya kadar geniş bir etki alanına sahip olan bu çatışma, yalnızca bölgesel güvenliği değil, aynı zamanda küresel barışı da tehdit ediyor. Trump yönetiminin sunduğu öneriler, Avrupa’ya dayatıldıkça, müzakere sürecinin daha da karmaşık bir hal alacağını gösteriyor. Bu da, belki de savaşın uzayan ve daha karmaşık hale gelen boyutları ile doğrudan ilişkilidir.