Usta oyuncu Necip Naşit Özcan hayatını kaybetti

Türk tiyatrosunun köklü ailelerinden birine mensup olan Necip Naşit Özcan, 27 Şubat 2023 tarihinde beyin kanaması geçirerek hastaneye kaldırılmış ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir. Özcan, 1 Ocak 1957 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiş, sanat hayatına 1971 yılında Gönül Ülkü – Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nda sahnelenen 'Ben Çalmadım' adlı çocuk oyunuyla adım atmıştır. 1977 yılında Akbank Çocuk Tiyatrosu'nda profesyonel tiyatro kariyerine başlayan Özcan, yıllar içinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları'nda birçok önemli yapımda görev almış ve 2010'da İsmail Dümbüllü Ödülü’ne layık görülmüştür. Özcan, 1988 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları kadrosuna katıldıktan sonra sahne dışında da televizyon dizileri ve sinema filmlerinde de yer alarak çok yönlü bir sanatçı profili çizmeyi başarmıştır. Bununla birlikte, Özcan’ın ailesi sanata olan ilgisinin varlığına katkıda bulunmuş, ancak kendisi de sanat hayatındaki başarılarının tamamen kendi gayretiyle elde edildiğini ifade etmiştir. Özcan, halası Adile Naşit’in oğlu Ahmet’i kaybetmesinin ardından yaşadığı duygusal derinliği de samimiyetle dile getirmiştir. Sanat camiasında bir kayıptan dolayı büyük üzüntü yaşanmıştır. Meslektaşları, Özcan'ın kaybıyla birlikte bir başka önemli ismin daha aramızdan ayrıldığını ve sanat dünyasının daha da eksildiğini belirtmiştir. Sanatçının eşi, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, Özcan ile yaşadıkları derin bir aşk hikayesini ve anılarını paylaşarak duygusal bir mesajla sevenlerine veda etmiştir. Özcan’ın hayatı; tiyatro tutkusunun, sanata olan bağlılığının ve ailenin izlerini taşıyan değerlerin yanı sıra, kişisel mücadeleleri ve kazanımlarıyla doludur. Yıllara yayılan sanat kariyeri ve sahnedeki varlığıyla birçok izleyicide unutulmaz anılar biriktirmiştir. Tiyatro oyunculuğu ve yönetmenliğinin yanı sıra seslendirme sanatçılığı da yapan Özcan, sahne disiplininden aldığı eğitim ile usta bir sanatçı kimliği oluşturmuştur. Tiyatro camiası, böyle köklü bir ailenin son temsilcisini kaybetmenin acısını yaşayacak ve onun sanata kattığı derinliği her zaman anımsayacaktır. Bu vefat, sadece bir bireyin kaybı değil, Türk tiyatrosunun köklerine yönelik bir kayıp olarak da değerlendirilmektedir. Geçmişteki büyük ustaların mirasını taşıyan Özcan’ın, sahneye getirdiği her rol ve imza attığı projeler, onun sanat yaşamının özünü oluşturmuştur. Hayatını tiyatroya adamış bir sanatçının arkasında bıraktığı bu izlerin, başka sanatçılara ilham vereceği ve Türk tiyatrosunun geleceğine yön vereceği inancıyla, Özcan’ın anısını yaşatmak gerekmektedir.