“Peygambere hakaret içeren” bir ses kaydı sonrası Suriye ordu güçleri ile Dürzi silahlı gruplar arasında çatışmalar devam ediyor

Son günlerde Suriye’nin başkenti Şam ve çevresinde yaşanan çatışmalar, Suriye ordu güçleri ile Dürzi silahlı grupları arasında tırmanan gerilimi gözler önüne seriyor. Olayların başlangıcı, Hz. Muhammed’i eleştiren bir ses kaydının sosyal medyada yayılmasıyla oldu. Bu ses kaydının sahibi olduğu iddia edilen Dürzi din adamı Marwan Kiwan, söz konusu ses kayıtlarının kendisine ait olmadığını ve bu durumun toplumlar arasında fitne çıkarmayı hedeflediğini belirtti. Suriye İçişleri Bakanlığı da ses kaydıyla ilgili yaptığı açıklamada, bir soruşturma başlattıklarını belirtti. Yaşanan çatışmalar, Dürzi toplumunun yoğun yaşadığı Ceremana kasabasında patlak verdi ve çatışmaların geniş bir alana yayılmasıyla birlikte Şam’ın güney bölgelerinde sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Suriye ordusunun Dürzi milislerine yönelik başlattığı operasyonlar sırasında, her iki taraftan da ağır kayıplar yaşandı. Çatışmaların bölgeye uluslararası bir boyut kazandırması, İsrail’in olaylara müdahale etmesiyle daha da belirginleşti. İsrail, Suriye ordusuna Dürzilere yönelik saldırılara son vermesi için baskıda bulunurken, Dürzi liderlerin, hem İsrailli yetkililere hem de uluslararası topluma yardım çağrısında bulunduğu bildirildi. Dış politika açısından bakıldığında, bu olaylar Suriye içindeki etnik ve mezhepsel gerilimlerin uluslararası boyutta nasıl bir yankı bulabileceğini göstermektedir. Dürzi toplumu, Suriye’nin karmaşık iç dinamikleri içinde hassas bir yere sahiptir ve bu çatışmaların Dürzi topluluğu üzerindeki etkisi, hem sosyal hem de siyasi anlamda derin yaralar açabilir. İsrail’in bu çatışmalara müdahil olması, bölge dinamiklerini daha da karmaşık hale getiriyor. İsrail’in dış politika hedefleri doğrultusunda Dürzi topluluğuna destek verme stratejisi, hem Suriye’nin iç yapısını etkileme potansiyeline sahip hem de Suriye’deki diğer mezheplerle olan ilişkileri zorlayabilir. Özellikle, Dürzi liderlikten gelen uluslararası topluma müdahale çağrıları, bölgesel barışı tehdit edebilecek unsurlar olarak görülebilir. Bu durum, Suriye’nin mevcut kriz ortamında daha fazla istikrarsızlığı tetikleyebilir. Sonuç olarak, Ceremana ve çevresindeki çatışmalar, Suriye’nin karmaşık ve çok katmanlı savaş ortamında yeni bir bölgesel gerginlik yaratmaktadır. Toplulukların arasındaki gerilimlerin tırmanması, bölgedeki barış çabalarını zorlaştırabilir ve bu tehlikenin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.